| |
Kalite yarışıyor
Antalyalılar çok şanslı; çünkü büyükşehirde başa oynayan üç adayın (CHP'den Ertuğrul Dokuzoğlu, AK Parti'den Menderes Türel ve DYP'den Hasan Subaşı) üçü de başkanlık koltuğuna oturmayı hak ediyor. Ancak Antalyalılar'ın 28 Mart'ta işleri çok zor; çünkü hangi adaya oy verseler, akılları ve kalpleri diğer iki adayda kalacak. Üstelik üç adayın da dünya görüşleri arasında pek fark yok ve üçü de arkadaş. İyi mi? CHP adayı Dokuzoğlu, Antalya'da 3.5 yıl valilik yaptı. Ondan önce de 5 yıl komşu Isparta'da valiliği var. 9'uncu Cumhurbaşkanı Demirel'e yakınlığıyla biliniyor. Söze "CHP'li Başkan Bekir Kumbul'la epey projeyi ortaklaşa gerçekleştirdik" diye başlıyor, sayıyor; "Biyolojik arıtma tesisi, Boğa Çayı Köprüsü, katı atık çöp toplama tesisleri... Ancak yaptırdığımız ankette bu hizmetlerin bilinirlik oranı sadece yüzde 30 çıktı."
Yerli halk azınlıkta Neden? Cevap; "Çünkü Antalya 80 ilden de göç alıyor. Adana, Mersin gibi bölgenin diğer illerinde göç durdu ama Antalya'da azalan tempoda da olsa sürüyor. 6-7 yıl daha böyle gidecek. Nüfusta da, seçmende de bu sonradan Antalyalı olanlar çoğunluğa geçti. Onların derdi iş, aş. Altyapıymış, yeşil alanmış, çevre korumaymış, pek umurlarında değil." Dokuzoğlu'na seçim tahminini sorduk. Duraksamadan "CHP kazanacak" dedi, ekledi: "AK Parti'nin iktidar olanakları ve söylemleriyle destek bulabileceği ihtimali inkar edilemez. Ancak yine de sonucu etkilemez. Üçüncü adayın (Subaşı), Türkiye ve Antalya'daki konjonktürde başa oynama olasılığını çok zor görüyorum." AK Parti'nin adayı Menderes Türel, Ticaret ve Sanayi Odası başkanlığından gelme. Turgut Özal'ın 1983'teki altın ekibinden Sudi Türel'in yeğeni. Genç (40 yaşında), güleryüzlü, çiçeği burnunda bir siyasetçi.
Paylaşılamayan aday "İki partiden teklif aldım ama teklif gelmeyen yerden aday oldum" diyor. Öyküsü ilginç: "Geçen Ağustos'ta evlendim. İzmir'den CHP'li bir ailenin kızıyla. Davetiyeyi Baykal'a götürdüğümde, 'Yerel seçimlerde adayımız sen olacaksın, şimdiden hazırlan' dedi. Sonra da sık sık bu arzusunu tekrarladı. Bu arada Ağar, 'Demokrat Parti kökenli bir ailenin çocuğusun, sana DYP yakışır' diye bastırdı. Aday belirleme sürecinde baskılar artınca, ben de farklı bir seçenek geliştirdim. Sivil toplum örgütündeki hizmetlerimi, ideallerimi siyasete taşımak için AK Parti'ye başvurdum." Ya seçim tahmini? "Kaderimi iki etken belirleyecek" diyor, anlatıyor: "İlki DYP adayı Hasan Subaşı. 3 Kasım'da DYP'nin oyu yüzde 15'ti, şimdi yüzde 5'lerde. Evet, Subaşı adayların en tanınmışı, en popüleri. Elbette DYP oyunun üstüne kişisel getirisini de koyar. Ancak geçmişteki örneklere göre, bir aday parti oyuna en çok 10-12 puan ekleyebiliyor. Subaşı'nın kazanabilmesi için yüzde 300 artırması gerek. Ancak şurası kesin; Subaşı birilerine seçime kazandıracak, birilerine de kaybettirecek. İkinci sorunum Abdullah Gül. Yoo bildiğiniz Gül değil, Antalyalı bir vatandaş. 2002 seçimlerinde bağımsız aday oldu, millet onu AK Parti'nin ikinci adamı Abdullah Gül zannetti, bastı mühürü. 13.800 oy aldı. Görülmüş şey değil. İşte o Abdullah Gül şimdi de büyükşehire bağımsız adaylığını koydu. Seçmen yine karıştırırsa, yandık..." Hasan Subaşı'nı ve bizim tahminimizi de yarın anlatalım...
|