|
|
|
|
|
|
Müzik babasının vasiyetiydi
Tenkitlerden çekinen babası, müzisyen olmak yerine subay olmayı seçmiş. Ancak müzik, içinde hep ukde olarak kalmış. Bu nedenle Pınar'a, "Müzikle uğraşmak istiyorsan, bu işin eğitimini al" diye vasiyet etmiş....
Pınar'ın babası subay, annesi ise ev hanımı. Henüz küçücük bir çocukken babasının mesleğinden dolayı şehir şehir gezmiş. Babası dört sene önce vefat edince, babasının vasiyetini dinleyerek konservatuara girmek istemiş. Liseden mezun olduktan sonra iki kere sınavlara girmiş, ancak kazanamamış. Babasının vefatı ile sınavlara 4 sene ara veren Pınar, sonunda hayallerini gerçekleştirip, İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı'na girmeyi başarmış.
SON GÜN BAŞVURDU Akademi Türkiye'nin son günü arkadaşının teşviki ile formu doldurup gönderen Pınar, seçmelere katıldı ve finalistler arasındaki yerini aldı. 100'e yakın bestesi olan evin hamarat kızı "Ben çok duygusal bir insanım. İçimde yaşadığım bir şey anında dilimdedir. Seviyorsam ya da özlüyorsam hemen belli ederim" diye ifade ediyor kendini. Sahneye çıkmadan önce çok fazla telaş yaşamadığını söyleyen Pınar "Benim heyecanım hep sınırlıdır. Kendim de sınırlarla yaşarım zaten" diye konuşuyor. Sahnedeki heyecanını telaşa döndürmediği sürece de bunu kendinde avantaj olarak görüyor. Akademi'deki dersler ile arasının oldukça iyi olduğunu anlatan Pınar, en keyif aldığı dersin ise Deniz Adanalı'nın verdiği "Yaşam Sanatı" dersi olduğunu söylüyor. En zorlandığı dersi ise dans. "Dansı çok öğrenmek istiyorum, bu konuda daha fazla çalışmalıyım" diyor. Pınar'ın hayali ise "Artık bu iş için burası son nokta" denilebilecek kadar ileri götürmek. Kendisinin bir basamak çıkıp, konservatuara girdiğini şimdi ise onun için çok büyük bir fırsat olan Akademi Türkiye'de bulunduğunu anlatan Pınar, basamakları yavaş fakat emin adımlarla çıkmaya gayret ettiğini ifade ediyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|