|
|
|
|
|
|
' Ben bu işte daha çok şarap içerim
' Kendisini nasıl tarif edeceğini sorduk. İş dünyasında var olmuştu belki ama daha öncesi de vardı. İlk cevabı: 'Önce kadınım' sonra 'genç' oldu. Son cevap ise, patron olan, ama patronu hiç çağrıştırmayan 'iş kadını'.
Sibel Kutman Doluca Şarapları'nın varisi. Henüz 28 yaşında. Porto Riko'lu bir anne Estel Susan Rodriguez ile Türk bir babanın Ahmet Kutman'ın iki çocuğundan küçüğü. 12-13 yaşında şarap kadehini tokuşturmayı öğrendi. Sonrasında ABD'ye New York'a gitti. Kendisini hep dansçı olarak kabul etti. Aklının bir köşesinde Doluca ve şarap tadı hep vardı. Sonra Doluca Sibel Kutman'ı, Kutman, Doluca'yı kazandı.
2003'E DAMGASINI VURDU ABD'den gelip de şirketinin başına geçtiğinde ise sadece 23 yaşındaydı. Ailesinin meslek seçimi baskısı olmadan büyüdü. Dedesinden babasına miras kalan Doluca isminden ne bir pay çıkardı kendisine, ne de şımarıkça bir boşluk yükledi. Şarabı bildi ve sevdi. Ama bir gün meslek edineceğini planlamadı. Dans, şaraba göre öncelikliydi. Sanki ilk aşkı gibiydi. Sonrasında, aşk bitti, sevgiye dönüştü. Bundan sonra birden bire New York'tan İstanbul'a döndü. Kesin bir dönüş değildi ilk önceleri. Henüz 23 yaşındaydı ve daha en az 12 yıl dans edebilirdi. Sibel Kutman, dedesinin kurduğu, babasının bugünlere taşıdığı ünlü bir markayı, geleceğe, kendisinden sonraki nesillere taşımak için uğraşıyor ağabeyi Ali Kutman ile birlikte. Ağabey üretimden, Sibel ise satış ve pazarlamasından sorumlu. Babası Ahmet Kutman'a, anneannesi hayat dolu Ester'e ve bir de büyükbabası ortopedi uzmanı Dr. Ziya Sezgin'e hayran. Bir de 'Hayalleri ve Aşkı' Doluca'ya. Doluca kariyerinin ilk günlerini ve nasıl 'hayalleri ve aşk'ına dönüştüğünü bakın nasıl anlatıyor: "Şarap eğitimi almıştım ABD'de. Babam beni bu dünyada en iyi tanıyan insanlardan biri. Beni gördüğünde 'emin misin' diye sordu. Burada formüller vardı, dansta ise bambaşka formüller. Benim Doluca serüvenim tamı tamına 6 yıl olmuş. Nasıl geçti anlamadım. İnsanlar beni Doluca'da görünce çok şaşırdı. Kimisi rahatsız oldu. Kimi, bu da nereden çıktı şimdi dedi? Çünkü ciddi bir erkek egemenliği var. Ama ben en büyük tepkiyi hep kadınlarda gördüm. Onları, bilgimle ve çalışmam ile tatmin ettim". İş dünyasında ne feminen, ne de maskülen Kutman, işinde hiçbir zaman 'şımarık bir prenses' olmayı tercih etmemiş. Kutman, Doluca'daki duruşunu şöyle anlatıyor: "Aklınız, kapasiteniz ve konumuzla ciddiye alınmanız en güzeli. Kadın olduğum için ben bu işi bağladım dememelisiniz. Ama Türkiye'deki en büyük zorluk, kadının yetiştirilirken seyredilmek üzere yetiştirilmesi. Ben hep hayata ne iyi ki, sevenlerim var, sevdiklerim var diye baktım. İyi ki hâlâ dans etmeye devam ediyorum. Bana evlenmeyi düşündürecek bir insan olmadı. Aşk ile birbirine bağlı bir anne ve babam olduğu için de gerçekten çok şanslıyım. Bence, evlilik, ben nasıl olsa onu bir yolunu bulur değiştiririm düşüncesiyle gerçekleşmemeli."
Didem ÜNSAL
|
|
|
|
|
|
|
|
|