|
|
Eskiden Kadının Gururu Vardı
* Yalnızlığı sevmenize rağmen defalarca evlendiniz, yanılıyor muyum? Evet, tam beş kez!
* Neden yalnızlığınızla bu kadar barışıkken, ille de birini almak istediniz hayatınıza? Paylaşmak istediğim için. Yalnızlık bir seçim ama ben güzel bir kitap okuduğumda, bir film izlediğimde ya da güzel bir yemek yediğimde de bunu biriyle paylaşmak isterim. Ne bileyim, ben kitaptan ona iki satır bir şey okuyayım, film hakkında iki çift laf edelim... Paylaşmak uğruna evlendim hep. Ama ben aşkla paylaşmayı karıştırdım galiba. Gönlümü verdiğim adam benimle her şeyi paylaşır sandım ama öyle olmuyor. Onun kendi merakları oluyor, senin kendi merakların. Bir yere kadar gidiyorsunuz ama sonra tamamen iş ortaklığına dönüşüyor beraberlik.
* Her şeyin bu kadar farkında olmasına rağmen, şansını neden beş defa dener insan? Flört edeceğime evlendim ben. O dönem ayıp karşılanırdı böyle şeyler. Ben biriyle bir görülsem hemen annemi ararlardı, dedikodular başlardı. Ama zaman zaman ben de düşünüyorum, "Ne diye bu kadar tutturmuşum, ille biriyle bir şey paylaşacağım" diye. Bilmiyorum, gerçekten ben de bilmiyorum. Aksine bunu hiç beceremeyecek bir insanmışım. Zaten beş evlilik toplam 12 seneyi kapsıyor hayatımda. 56 yaşındayım ve çoğunu yalnız yaşamışım.
* Şimdiki evliliklere nasıl bakıyorsunuz? "Kocamdır döver, erkektir aldatır" gibi sözler çok kolay kabullenilir oldu sanki... Şimdi ayaklar baş oldu da ondan. Eskiden bize öğretilen ne doğru varsa, şimdi yanlış. Yani bize "Bunu yapma, şu kötü, şu ayıp" denen her şey yer değiştirdi. Onun için "popüler kültür" deyip, marjinallik moda oldu. Kaliteli işler prim yapmıyor artık. Ne kadar banelleşirsen, ne kadar yağveleşirsen geçerlisin. Ben bu konuda çok yalnız ve yabancı hissediyorum kendimi. Üstelik öyle gelenek, görenek, anene gibi şeylere de takılan bir kadın değilim. Zaten boşanmanın bile ayıp sayıldığı dönemlerde kaç kere evlenip boşanmışım... Ama her şey belirli bir terbiye kuralları içinde olurdu eskiden. Kadının bir gururu vardı, kadını kadın yapan şeyler vardı. "Yüreğine taş basmak" diye bir şey vardı, bu unutuldu. Bazı röportajları okuyorum, ben utanıyorum insanların söylediklerinden.
|