|
|
Kadınların ve erkeklerin derdi aynı
Şimdi adamlar düzgün kadın, kadınlar da düzgün adam bulamamaktan yakınıyor. Herhalde herkes ya yanlış yerlere bakıyor ya da yanlış biçimde görüyor.
Konu Aşk'sa galiba yazı yazacak yanlış insanlardan biriyim. Çünkü ben ilişki özürlüyüm.. İnanın bütün iyi niyetli başlangıçlarıma, sebatlı denemelerime rağmen bir ilişkiyi götüremiyorum. Ayrıca şansımdan mıdır, çok keyifli, enteresan başlangıçlar yapıyorum hep. Bu başlangıçlar ardından çok eğleniyoruz beraber.
Hatta "Hayatımda bu kadar gülmedim" gibi methiyeler bile yapıyorlar bana. İlişki (ya da adı her neyse) iyi gidiyor zannederken, ben tıkanıp kalıyorum. Adam bana batıyor. Galiba Edi ile Büdü olduk, diye geçiriyorum içimden ve o andan itibaren bırakılmak için elimden geleni yapıyorum... Sanırım bu hormonlarla ilgili! Geçen gün berberde kırılan saçlarıma tavsiyeyle yoğun bakım yaptırırken bir dergide kadınlardaki erkek testosteron hormonlarıyla ilgili bir şeyler okudum.
Bu araştırmaya göre yüksek düzeyde testosteron taşıyan kadınlar daha agresif, daha başarılı, daha az flörtçü, çok seks partnerine sahip ve evlenmeye daha az yatkın oluyormuş. Bu bilgide insanı inanılmaz rahatlatan bir şey vardı, insanın kendini garip hissetmesini önlüyordu. Ayrıca iyi ki böyleyim, yoksa evlilik takıntım falan olsa, (bir sürü kadının olduğu gibi) ne mutsuz olurdum!
Ama tüm bu rahatlığıma ve umursamaz tavrıma rağmen neden bilinmez, her tip bahtsız ya da sarsak olay hatta sarsak adam gelir beni bulur durmadan. Hatta arkadaşlarım "Hadi kızım yine mi?!" diye dinlerler bu olayları. Zaten son zamanlarda yaşanan, birçok arızalı ilişki bunun bir tek bana mahsus olmadığını, herkesin üç aşağı beş yukarı aynı dertlerden muzdarip olduğunu gösteriyor. Ne zaman 3-5 kadın bir araya gelse oturup adam bulunamadığından, bulunanların da ya evli ya gay olduğundan, hadi şanslısın bekar ve heteroseksüel buldun, onun da mutlaka bir arızası olduğundan yani ya ilişkide teklediğinden ya da biraz sorumluluk yüklediğinde ya da ilişki biraz ciddileştiğinde adamların hemen araziye uyum sağladığından yakınıp duruyor.
Ayrıca işin enteresanı erkekler de düzgün kadın bulamamaktan, kadınların inanılmaz numaracı, menfaatçi olduklarından yakınıyorlar. Şimdi adamlar düzgün kadın bulamıyor, kadınlar da düzgün adam bulamıyorsa dertli grup neden bir türlü çiftleşemiyor derseniz, emin olun bilmiyorum. Herhalde herkes yanlış yerlere bakıyor ya da yanlış biçimde bakıyor. Bakınırken ya da ümitsizce aranırken birçok enteresan olay yaşıyor.
Geçenlerde bu enteresan olaylardan birini bir kız arkadaşım yaşadı. Geçenlerde gittiği bir davette bir adam dikkatini çekmiş. Gerçi adamsızlıktan kolu bacağı olan, biraz da konuşabilen bütün erkekler dikkatimizi çekiyor ya neyse... Orada hasbıhal edilmiş, telefonlar alınıp verilmiş ve gece noktalanmış. Kız daha adamı arasam mı aramasam mı diye düşünürken adam kızı aramış ve yemeğe davet etmiş. Efendim bunlar yemeğe gitmişler, sonra yine yemeğe gitmişler.
E sonra nasıl, iyi mi, anlaşıyor musunuz, tabii o da önemli deyince kız daha tam olmadı dedi. "Aaaa bunun tamı yarımı mı var, nasıl yani??" deyince, dili çözüldü kızın; yemeklerin akabinde adamın evine gidiliyor, öpüş koklaş falan filan ama o iş olmuyormuş. Ama geçenlerde kızın sabırla çalışması sonucu yatak odasına geçilmiş ama abi-kardeş gibi. Birbirlerine sarılıp uyumuşlar. Ben tabii meraklı turşucu, nasıl yani olmuyor mu, adam şeyini emekli mi etmiş, yoksa zaten hep emekli miymiş gibi soruları ardı ardına yağdırdım.
Adam "Aramızda bayağı bir yaş farkı var. Acaba beni ilerde seks olmazsa aldatır mısın, aldatmaz mısın, onu deniyorum" diyormuş. Ben de kıza "Sen buna inadın mı yoksa çalışan ya da çalışmayan şeyiyle adam olsun da nasıl olursa olsun diye yutmuş gibi mi yapıyorsun?" dedim. Kem küm etti, herhalde adamsızlık başına vurmuş, vurmuş ki bunu bile yemiş gibi yapıyor. Vay kadınlar halimize!
|