| |
|
|
Valencia'da bir park..
Bakalım Beşiktaş kafilesinden, gazeteciler dahil kaç kişi Grandes Parques de Ocio yani Büyük Okyanus Parkı'nı gezip gelecek ve bize anlatacak.. Geçen hafta Mimar/ Yazar (Mimarlar genelde mimarlık yapmaz) Ünal Özüak kardeşim Efes'le Valencia'ya giderken ona sıkı sıkı tembih ettim.. "Bu parkı muhakkak gör" diye.. Dünyanın son yıllarda en çok konuşulan mimari anıtı.. Burası aslında bir kültür parkı.. Galerileri, salonları, akvaryumları.. Aklınıza ne gelirse.. Ama anlatıla anlatıla bitirilemeyen de mimarisi.. Ünal kültüre meraklı, bilirim.. Eh.. "Mimari meraklısı olması da gerekir" diye düşündüm. Gitti geldi.. Bir köşe yazısı yazdı.. İki cümle.. Yok canım.. Kısacık değil.. Bayağı yazı.. Birinci cümle 81, İkinci cümle 41 kelimeden oluşuyor. Anlamak için dört defa okudum. İki taşı üst üste koymayan mimarlar, demek böyle gökdelen cümleler kurarak diplomalarını hak etmeye çalışıyorlar. Birinci cümlede diyor ki.. "Durmadan biz mimarları tiye alan Hıncal Ağabey gelip de, bu mimari şaheserini görmeliydi.." Demiyor ki.. "Benim bu parktan haberim bile yoktu.. Hıncal ağabey, döve döve yolladı.." "Kadın.. Kumar.. Mimar" diyenler nasıl yerden göğe haklılar..
|