| |
|
|
Uğur'un Dersi..
Uğur Dündar, İstanbul'a yiyecek diye pislik, rezillik ve hastalık saçanlarla tek başına aslanlar gibi savaşıyor.. Sergilediği görüntüler insanı kusturur.. Bu kenti resmen bok götürüyor.. Halkın yediği de o.. Belediye kontrollerinin nasıl göstermelik, nasıl baştan savma, nasıl etkisiz olduğu da meydanda.. Bu rezillikleri seyreden gazetecilerin, gazetelerin Uğur'la birlikte bu savaşa hergün birinci sayfadan, manşetten, sürmanşetten girmeleri gerekmez mi?.. Medyanın görevi bu değil mi?.. Değil.. Onlar hala tekel olma, tek kalma peşinde.. Batan gazetenin peşinden teneke çalıp savaşlarını sürdürüyorlar.. Yetmiyor.. Bir de Uğur'a çamur atıyorlar?.. "Başka konu bulamıyor mu?.." Allahın gerzekleri.. Allahın gazetecilikten nasipsiz bıraktıkları.. Uğur'un 30 yıldır konusuz kaldığı görüldü mü?.. Bu ülkede konu biter mi?.. Mesele konu değil.. Savaş.. Hayatında savaş yapmamış, eline aldığı tek konuda sonuna dek gitmemiş, bir yazıp unutmakla görevini yerine getirdiğini sanmış ahmaklar.. Uğur Türk insanının sağlığı için savaşıyor.. İstanbul'un bu büyük utancını yok etmek için savaşıyor.. Tek başına bırakıldığı halde savaşıyor.. Gölge etmeyin yeter.. Onu bile yapmıyorsunuz.. Kıçınızın üzerinde yazdığınız masa başı kelamları ile, kıskandığınız, öldüğünüz Uğur'a bok atıyorsunuz.. Siz Uğur'un gösterdiklerini yemeye layık insanlarsanız.. Afiyet olsun!..
|