kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
  » Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Yaşama Dair
    Sinema
    Hobi
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Esin benimle evlendikten sonra modacı oldu, şimdi sadece bayi
Akıllandım ve döndüm
Esin benimle evlendikten sonra modacı oldu, şimdi sadece bayi
Ahmet Hakan beni sevmese de övebildi
Sıfırı tüketince kağıttan ev de çöktü

Esin benimle evlendikten sonra modacı oldu, şimdi sadece bayi

Unutulmuştu... 'Bitti, battı artık' denilirken 'Neredesin Firuze' filmiyle Türkiye'nin en iyi aktörlerinden olduğunu hatırlattı Cem Özer. Ondan pek hazzetmeyenler bile hakkını verdi. Şimdi günah çıkarıyor: Mizahçı tarafımı unutup dik laflar ettim. Evliliğin şaşaasına kaptırmıştım kendimi....

Türkiye'nin ilk talk show'cusuydu... Bugün Beyaz, Okan Bayülgen ve türevlerinin yaptığı programları onunla başladı. Televizyonun parlak çocuğu olduğu konusunda herkes hemfikirdi... Haybeden ünlü olmamıştı üstelik. Hak ediyordu yerini; zekiydi, mizah yeteneği vardı, hukuk eğitimi almıştı; ağzı iyi laf yapıyordu. Hatta hiç susmayacak kadar! Söylediklerinde haksız da sayılmazdı üstelik ama 'kıl olundu' bir kez ona... Buna rağmen "Laf Lafı Açıyor"un yayınlandığı saatlerde herkes işini gücünü bırakıp televizyona kilitleniyordu. İşini iyi yapıyordu çünkü... Zirvedeyken modacı Esin Maraşlıoğlu ile evlendi. Parlak günlerine yakışan bir düğünle... Ne kadar aşık bir adam olduğunu her fırsatta gösteriyordu. Londra'da billboardlara "I Love You Esin" yazmaya kadar vardırdı işi. Objektifler sürekli üzerindeydi. Parayla oynuyordu. Ama her şeyi yapmak istemesinin bedelini; borç batağına saplanarak ödedi. Kurduğu reklam şirketi yüzünden icralık oldu. Gündemde kalmak için dili her gün biraz daha sivrileşti. Herkese laf attı, üzerine vazife olmayan işlere karıştı, gereksiz polemiklere girdi, onu sevmeyenler her gün birer birer arttı. Sonunda evliliği de çatırdamaya başladı ve "rüya aşk" bitti. Şöhretin 'çabuk şımaranlara' attığı kazıktan Cem Özer de nasibini aldı. İçinde bulunduğu camiadan dışlandı. Zirvedeyken dibe vuran Cem Özer şimdi yeniden sahnede... Ondan pek 'hazzetmeyenlerin' bile hakkını teslim ettiği oyunculuğunu konuşturmak istiyor artık. Neredesin Firuze'deki performansı müthiş; herkes yeteneğini konuşuyor. Melekler Adası dizisiyle atv ekranlarında, 'Tanrım Beni Baştan Yarat' isimli oyunla tiyatro sahnesinde...

* 'Cem Özer bitti, dibe vurdu' diyorduk ki, her yerde görmeye başladık. "Ben bitmedim, dinlendim" gibi bir bahaneniz yoktur herhalde...
Benim felsefeme göre de insan sahip olduklarıyla değil, vazgeçebildikleriyle değer kazanır. Sahip olduğumuz her şey ve vazgeçemediğimiz her şey özgürlüğümüze bir duvar daha ekliyor. Ben bu duvarları farkına varmadan ördüm etrafıma. Zaten kendime bir süre koymuştum. Fakat bir türlü o süreyi başlatamıyordum. Olaylar da denk gelince, 'tamam benim şimdi geri çekilme anım' dedim. Mesleki deformasyon var çünkü. Herkesin gözü önündesin, sürekli kameralar peşinde, hakkında bir sürü dedikodu, yalan, iftira... Yaşadığım evlilik süreci de beni yıprattı. Üstünden 5 seneye yakın zaman geçti. 'Hatalı bendim' dedim hep, suçu üstüme aldım. Fakat arkamdan verilen röportajlar, söylenen şeyler, iftiralar beni üzdü. Değmezmiş. İki seneye yakın Çeşme'ye gittim, oraya yerleşmeye karar verdim. Orada biraz arındım, biraz da demlendim.

* Bulunduğunuz camiadan dışlanmadığınızı, mesleki deformasyona uğradığınızı mı söylüyorsunuz? Kaç kişiyi buna inandırabilirsiniz?
O çarkın içindeyken farkına varamıyorsun. Dışardan bakınca beni ben yapan şeylerden epeyce uzaklaştığımın farkına vardım. Olması gerekenden fazla alçakgönüllü bir insanım.

* Hiç öyle görünmüyorsunuz!
Görünmüyordum... Kendime güvenim vardır, dik dururum. Yani gönlüm alçaktır, tevazu sahibiyimdir ama eğilmem bükülmem, kimseyi kendimden yukarıda görmem. Kimsenin karşısında da el pençe divan olmam, söylenecek bir laf varsa en kralından lafımı da ederim ama sağa sola höt möt yapmam, kimseye çemkirmem.

* Kusursuz insan imajı şart mıdır yani?
Benimle çalışanlara sor o zaman! Beni yanımda bodyguard'la gören olmuş mu hiç?

* Niye bodyguard'la dolaşmanız gereksin?
Tarkan için daha çok gerekçe var tabii! Alt tarafı onu öpecekler falan... Korunmak lazım! Bana ne olacak ki? Topu topu İBDA-C'den bombalı abajur geliyordu, ülkücülerden ölüm tehditleri geliyordu, yolumu kesiyorlardı, silah çekiyorlardı. Ama ben korunma gereği duymadım.

DENİZ AKKAYA YAPINCA OLDU!
* Ben de tam onu soruyorum, niye bu kadar sivri olmak zorundaydınız?
Herkes benimle aynı düşünüyor ama söylemeye cesaret edemiyordu. Ben söyleyince de, 'bu nasıl söylüyor, nasıl ayakta?' oluyordu. Ben Hürriyet'te 70 küsur hafta yazı yazdım. Ne zehir zemberek yazılar hem de. Bugün benim diyen köşe yazarı yazamıyor. 97 filandı, Fethullah Gülen için bir yazı yazdım, benim Hürriyet'e yazdığım son yazıdır. Çünkü o zaman Müslüman, demokrat geçiniyor ama kimse gerçeği görmüyor ya da görmek istemiyor. Bu gücü kimse bırakmaz ki, ben bıraktım. Bir de o dönem, bana veryansın ettiler, 'bir gazeteciliği eksikti' diye. Peki kardeşim o zaman Deniz Akkaya'yı niye övdünüz? Ne oldu da değişti, yani derdiniz Cem miydi, yoksa o sektörden gazeteye kimse gelemez miydi? 'Kardeşim köprüyü geçene kadar ayıya dayı de, sus iki dakka tut dilini' diyorlardı. Böyle yapsaydım çok başka bir yerde olurdum. Ama vicdanım çok rahat ve şu anda bulunduğum yerden de çok memnunum.

* Talihsizliğiniz neydi de bir türlü yaranamadınız kimseye?
Mizahçı tarafımı bir kenara koyup, çok doğrudan, dik laflar ettim. Halbuki mizahçı zarafeti içinde söyleseydim çok daha keyifli olacaktı. Ama evliliğin şaşaasına kaptırdım kendimi.

* Arındınız mı bari?
Arındım, demlendim. Tabii ki hatalarım vardı. Çok fazla herkese inanan biriydim, şimdi artık paranoyağım. Artık güvenmiyorum insanlara.

* Bu iyi bir şey mi?
Bence iyi bir şey. Herkes o kadar güvenilir değil. Bizim piyasamızda sözler, belediyenin parkından koparılmış çiçek gibi veriliyor insanlara, pek değeri olmuyor. Dolayısıyla herkes işi olana kadar her türlü sözü veriyor sana; iş olduktan sonra da 'o mukavelesini öyle yaptıydı, bununla da mecbur kaldıktı' falan filan gibi şeyler oluyor.

* Gani Müjde sizin için 'Her işi herkesten daha iyi yapacağına inanması Cem'in hem talihi, hem talihsizliğidir' demişti. Haklı mı?
Çok doğru söylemiş. Yani birileri ünlü olunca çamaşır da üretiyor, don da, atlet de... Ben ciddi tasarımlar ürettim halbuki, bir marka yarattım. Benim tasarladığım ceketi Versace dört sene sonra yaptı.

* Modacı Esin Maraşlıoğlu'yla evlendikten sonra mı modacılığa merak sardınız?
Esin Maraşlıoğlu dikkat ederseniz benden sonra modacı oldu. Benden boşandıktan sonra da modacılığı bitti, bayi oldu! Gerçekten modacı olsaydı yürürdü iş, devam ederdi. Allah'ın hikmeti! Mesela reklamcılık yaptım, iyi de bir ortağım vardı, üç yılda 17. büyük reklam ajansı haline geldik ve Nokia'nın pazar payını yüzde 3.5'tan, sekiz ayda yüzde 48'e çıkardık. Telsim ilk sıçramasını bizimle yaptı. Abbate'yi bir ilanla marka yaptım. 8 sene eşek gibi dünyada çıkan her yayını okursan yaparsın... Ben durup dururken 'içimden geldi, reklamcılık yapayım' demedim. Herkes her işi çok iyi yapıyor da, ben niye yapamayayım! Yaptığım işler de kötü değildir. Şovum kötü müydü? Hayır. Reklam ajansım kötü değildi, şansızdım sadece.

* Niye her şeyi yapmak zorunda hissediyorsunuz kendinizi peki?
Yetmiyor, beyin sürekli üretiyor.

* Bu kadar iyi işler yapan biri zeki demektir. Bu zekâyla kendinizi neden koruyamadınız?
O kadar da felaket bir durumda değilim canım! Gayet iyiyim, hayatımdan memnunum. Birtakım kapılar açtım ben, o kadar da batırmayalım Cem Özer'i. Ben 'evin oğlu' oldum halkın gözünde; yeni çıkan cicilerle ilgilendiler. Ne zaman ki ben 2-3 senedir piyasada yokum, sokakta benim seyircim olabileceğini tahmin etmediğim insanlar, 'hadi ekrana çık, talk show yap' diyorlar.

* Düşünüyor musunuz yapmayı?
Talep gelirse evet. Yayında olanlar sponsor bulamıyor, benim sponsorum var! İyi bir kanal bulmam gerekiyor. Manyak bir yarışmam var bir de, kendi yarattığım. Onu hayata geçirmek istiyorum.

* Yenileri nasıl buluyorsunuz?
Kendi tarzlarında iyiler. Beyaz iyi, Okan iyi. Mehmet Barlas'ınkini çok seviyorum, çok lezzetli ama biraz eğlencesi ve güleryüzü eksik gibi.

Herkesin olmak isteyip de olamadığı adamdım ya, sinir oluyorlardı bana...
'

* Bu süreçten ders çıkardınız mı? Bir kere paranoyak davranacağım, ikincisi cimri olacağım.

* Parasal anlamda mı? Benim çekmecemde dururdu para; ihtiyacı olan oradan alır giderdi. Daha temkinli davranacağım. Yüreğimi biraz muhafaza edeceğim. İkincisi, işimin gerektirdiği zekâmı ticari noktalarda da kullanacağım artık.

* Gündemde olmak için sivri dilinizi kullanacak mısınız yine? Ben sivri dilli filan değildim. Hep yanlış anlaşıldım. Herkesin olmak isteyip de olamadığı insandım ya, sinir basıyordu insanlara. Kıskanılan adamdım. Karacahil bir adam değilim sonuçta. Ben hukuk fakültesinde okumuş, 3 bin küsur kitap bitirmiş, ciddi film seyreden, tiyatro izlemiş, müzik bilgisi olan, kültürle haşır neşir olmuş bir adamım. Yani Cem Özer'e haksızlık edilmiştir. Şimdi hedeflediğim zirve şu; Cem Özer çok iyi bir oyuncuymuş dedirtip, arada da 'fena şovmen değilmiş, özlemişiz' dedirtmek. Çünkü benim esas işim oyunculuk. Beni esasında biri itti şov dünyasına. Ben zorla talk show'cu oldum. Beni Star'a ilk çağırdıklarında 91 yılında; sit com dediğimde 'estağfurullah siz önden sit com' diyorlardı. Bilmiyorlardı ne olduğunu. Çok güzel olunca devam etmek zorunda kaldık. Sette çok mutlu oluyorum şimdi. Şizofrenik bir durum, ben de şizofreniyi seviyorum. Hiç değilse şizofreniyi legalize eden bir meslek oyunculuk. Dolayısıyla hem şizofren oluyorsun, hem legalize oluyorsun, hem de üstüne para kazanıyorsun. Gayet keyifli bir şey. Şovmenlik öyle değil....

Şirin SEVER

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Uyum yasalarını kim takıyor ki!
 Karzai'nin modası bizimkileri de sardı
 Kışlalara girsinler mi?
 Mahkum kadınlara eğitim seminerleri
 Birlikte çalışacaklar
 Yeni aşka hazırlık
 Her şey tepetaklak
 Sevimli mantarlar ile süslü yastıklar
 Sevgi Sözcükleri
 Vitrin Meleği
 Kadın programı ile reklamlar garanti
GÜLSE BİRSEL
Sağlıklıyım, sağlıklısın, sağlıklılar!
Tam da rahata...
AYŞE TÜTER
Hindili pide
Isıtılmış 2 çorba kaşığı yağda soğanları...
"Hayattan hıncımı böyle alıyorum"
Kubilay sahte ismiyle yüzlerce kişiyi dolandıran 18 yaşındaki Emrah...
Güldünya öldükten sonra kıymetli oldu
Töre kurbanı Güldünya için herkes ayağa kalktı. 22 yaşında bebeğiyle...
Cami inşaatı çöktü 2 kişi öldü, 10 yaralı
UŞAK'TA inşaat halindeki caminin kubbesi çöktü. Enkaz altında...
Haute couture partici
Haute couture partici
Dünya sosyetesi için partiler düzenleyen ve bu alanda uluslararası...
Sosyete Bunları Konuşuyor
Sosyete Bunları Konuşuyor
Dada veda etti
Aksel Goldenberg ile Jeremie Trigano'nun...
O gülüşü var ya !
O gülüşü var ya !
İngiliz Sun gazetesi 'en güzel gülüşlü' oyuncuyu seçti. Ülkenin ünlü...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Sizinkiler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Yaşama Dair | Sinema | Hobi
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.