kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
  » Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Yaşama Dair
    Sinema
    Hobi
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Holdingle aramızda Çin Seddi var
Holdingle aramızda Çin Seddi var
Genel kurula gidip oy kullanırım o kadar

Holdingle aramızda Çin Seddi var


Akbank Yönetim Kurulu Üyesi Suzan Sabancı Dinçer, Sabancı Holding'in normal bir iş akışında Akbank'a hiç karışmadığı gibi, bankanın da holdinge karışmadığını söylüyor ve nedenini açıklıyor: Çünkü bankacılık tekstil işine de kimya işine de benzemez.

AKBANK'IN kulesinde en üst katlardan birindeyiz. Burası, açık renk deri koltukları etrafa sıcak bir hava yayan, Suzan Sabancı Dinçer'in odası. Akbank'ın yönetim kurulu üyesi olan Dinçer, o gün epey yoğun bir gün geçirmiş. Akşam üstü buluştuğumuzda yaptığı işlere son noktayı koymakla meşguldü. Kıpır kıpırdı. İşini severek yaptığı her halinden belliydi. Suzan Hanım'la konuşunca zaten şu yaptığı işi sevme konusunun 'genlerden' geçtiğine iyice emin oldum. Türk bankacılık sektörünün duayen ismi ve Akbank'ı bugünlere getiren Erol Sabancı'nın kızı olan Suzan Sabancı Dinçer'e bankacılığı taparcasına sevmek belli ki babasından geçmiş. O da kabul ediyor zaten. "Bizim evde 'şu kazağı nerden aldın' tarzı sohbetler değil hep bankacılıktaki gelişmeler konuşulurdu, hem de büyük bir keyifle" diyor. İngiltere'deki Richmond Koleji'nde pazarlama, finans eğitim gören, Boston Üniversitesi'nde de master yapan Dinçer, Akbank'ta her kademede çalıştıktan sonra şu anda da bankayı profesyonel bir ekiple yönetiyor.

* Baba bankacı olduğu için mi bankacısınız yoksa gerçekten severek mi çalışıyorsunuz?
Lise çağlarında merakım başlamıştı. Ama asıl bankacı, üniversiteyi bitirdiğim yıl oldum. O yıllarda bankacılık çok popülerdi. Yurtdışında eğitim yapan gençlerin çoğu bankacılığı seçiyordu. Ben de o tarafa yönelmiştim. Babam Erol Sabancı'nın da kuşkusuz etkisi olmuştur. Kendisi işini çok sever. Hatırlıyorum, evde bankacılık iş olarak konuşulmazdı da büyük bir keyif olarak konuşulurdu, yemek yemekten bahsetmek kadar doğaldı bankacılıktan bahsetmek bizim evimizde. İki kadın hani 'nereden aldın bu kazağı' diye sohbet eder ya, bizim evde de bankacılık konuşulurdu hep.

* Bankacılık sosyal olmayı da gerektiriyor. Siz kendinizi sosyal buluyor musunuz?
Bankada sosyal ilişki çok önemli. Öyle bir sektör ki, hem rakipsiniz. Hem de rakiplerinizle çok iyi diyalog halindesiniz. 17 yıl oldu. Sektördeki bir çok bankanın genel müdürüyle daha alt seviyelerde çalışırken tanıştım. Bu çok keyifli bir şey. Bir de tabii avantajım şu oldu. Ben 17 yıllık bankacıyım ama Türkiye'deki finans sektörünün de geçmişi daha fazla değil. Para ve döviz piyasaları, borsa, bütün yeni ürünler, kredi kartları hepsi bu yıllar için de gelişti. Biz tecrübe kazandık, sektör de büyüdü. Dolayısıyla insanın çocuğu gibi, hobisi gibi oluyor.

* Herkesin dilinde şu var. Bankacılığın şekli değişiyor, çünkü şartlar değişti. Aslında sizin de bu yeni dönemle ilgili bir tecrübeniz yok. Enflasyonsuz bir Türkiye'yi hatırlamadığınızı düşünüyorum. Bu sizi ürkütüyor mu?
Türkiye enflasyonsuz ortama tam tanışık değil ki. Herkes için yeni bir dönem. Biz 1999-2000 yıllarında, enflasyonun düşmesi gerektiğini ve böyle bir ortama er ya da geç geçileceğini banka olarak bekliyorduk. Çünkü böyle bir ortamda büyüme de tam anlamıyla gerçekleşmiyor. İnsanların gelir seviyesi de yükselmiyor. Bu çalışmalar öyle dünden bugüne olacak kadar hızlı olamaz. Biz birkaç yıldır çalışıyoruz. Çünkü her şeyin değişmesi gerekiyor. Organizasyonunuzu, teknik yapınızı, pazarlama sisteminizi, yönetim şeklinizi değiştirmeniz gerekiyor.

YATIRIMCIMIZ DA DEĞİŞTİ
* Taşları yerinden oynatalım mı dediniz?..
Tekrar bir durumun fotoğrafını çekelim dedik. Şu anda başarılıyız. Fotoğraf 3-4 yıl sonra tamamen değiştiği zaman, nasıl bir ekonomik ortamla karşılaşacağız ve bu ortam için neler yapacağız. Bu konu üzerine yoğunlaştık. Hatırlıyorum, Akbank'ın bütün üst düzey yönetimi 1999 yılında üç gün Klasis Oteli'ne kapandık. Akbank'da yeniden yapılanma için düğmeye bastık. Banka değişimin içine girdi. Şimdi 2004 yılındayız ve öyle görünüyor ki gerçekten doğru zamanda bu kararı almışız. Çünkü bizim yeniden yapılanmamız zaman için de devam etti, aynı zamanda 2003'ün enflasyon rakamı çok düşük çıktı. 2004 yılında da bizim tahminimize göre yüzde 12'lerde olacak. 2004 de böyle giderse, artık enflasyon beklentisi kırılmış olacak. Sanırım bu yıl hem içerde hem de dışarıda Türkiye'nin enflasyonla mücadelede başarısını göstereceği yıl olacak.

* Ama zor bir yıl olmayacak mı? Sistem öyleydi belki ama sizin sektörden örnek verecek olursam, kâr etmek için devlet kağıdı satmanız yeterliydi. Şimdi gerçek bankacılıktan söz ediliyor.
Piyasalar bunu gerektiriyordu o zamanlar. Faizler inip çıktığı için, ekonomide istikrar olmadığı için zaten yatırımcı da gelip parasını kısa vadeli yatırıyordu. Yatırım fonlarına, uzun vadeli hiçbir şeye bakmıyordu. Bankacılığın topladığı kaynaklar o yüzden hep kısa vadeli oluyordu. Faizler çok yüksek olduğu için firmalar uzun vadeli proje yapmıyor, uzun vadeli kredi almıyordu. Bankalar da topladıkları kaynakları bu istikrarsız ortamda gidip devlete veriyordu.

n Yeni dönemde öyleyse verimli çalışıp kâr etmek için yeni işlerle meşgul olacaksınız. Bunlar neler?
Bankacılıkta daha önce yapılamayan yeni iş kolları açılıyor. Örneğin konut kredileri, tüketici kredileri, bankacılık ve sigorta sektörünün bir araya geldiği sigorta ürünleri satma işi, yatırım fonları... Müşteriler daha sofistike dediğimiz yatırım araçlarına dönüyor. Çünkü müşteriler de yüksek faize yönelmişti, bir nevi insanlarda rantiye alışkanlığı olmuştu. Şimdi bitti.

* Peki bu yeni iş kollarına ayak uydurmak için hazır mısınız?
Kuvvetli pazarlama kadrosu gerekiyor. Biz şimdi bunu yapıyoruz. Şubelerimizde yenilikler yaptık. Arkadaşlarımız çapraz pazarlama yapmaya başladı. Ekranları sayesinde, teknolojik altyapı sayesinde müşteriyi çok daha iyi tanıyıp, ona uygun ürünleri sunuyorlar. Bütün bu yapılanma yeni ekonomik ortama göre oluyor.

* Reel ekonomiyi temsil eden firmalarla bankaların arasındaki ticari ilişkiler bir dönem neredeyse sıfırlanmıştı. Verdiğiniz kredilere bakarak bir artış görmeye başladınız mı?
Bizim Akbank olarak sektördeki payımızı söyleyerek buna cevap verebilirim. Kredilerde payımız son üç yılda yüzde 7-8'lerden, yüzde 14'lere geldi. Tüketici kredilerindeki pazar payımız da yüzde 5-6'lardan şimdi yüzde 20'lere geldi. Yatırım fonlarında da yüzde 6'lardan pazar payımız yüzde 15'lere gelmiş. Kredi kartında yüzde 4-6'lardan yüzde 11'lere gelmiş. Yani buradan görüyoruz ki, banka kredi ayağında müşterilere dönük aktif davranmış.

* Böylesine parayla haşır neşirken şahsi yatırımlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Her gün bizzat ilgilenmeyi mi tercih ediyorsunuz yoksa bırakayım bizim private banking (özel bankacılık birimi) ilgilensin mi diyorsunuz?
Şunu kabul etmek lazım. Çok işin içinde olunca, bazen başkalarının fikrini almakta yarar var. Genelde şahsi varlığımı değerlendirirken fikirlerimden de yararlanıyorum, Akbank'taki uzman arkadaşlardan da. Bu kişiler aktif pasif içinde deneyimli. Onlara ne önerirsiniz diye normal bir müşterinin soracağı gibi sorarım. Sonra kendi fikirlerimle harmanlayıp karar veririm. Kendime göre önemli bir meblağ varsa babamla da mutlaka görüşürüm.

EŞİMLE BANKAYI KONUŞMAM Suzan Sabancı Dinçer, yoğun temposunu işte bırakmaya, eve iş götürmemeye özen gösteriyor. Sabancı Holding Gıda Grubu Başkanı olan eşi Haluk Dinçer'le de hiç iş konuşmuyormuş. Dinçer, "Bankacılık ketumluk gerektirir. Biz iş konuşmayız. Ben de ona işlerini sormam. İşim bankada başlar, bankada biter" diyor.
DİĞER EKONOMİ HABERLERİ
 Vestel, Manisa Havaalanı'nı yeni deposu yaptı
 'Henüz sigaraya yapılan bir zam yok'
 İlaçta KDV yüzde 8'e indirilecek
 SPK, Akmerkez'deki ofisi satıp borcunu kapatacak
 Postaneler 3 Mart'ta PTT BANK oluyor
 Enerjide uzlaşma sağlandı
 'Ali'nin de hayatını düzenleme hakkı var'
 Citigroup Deutsche'ye gözünü dikti
 İnfo Yatırım Ortaklığı halka açılıyor
İLKER SARIER
Dağınık kalsın
Bakırköy Belediye Başkanı Dr. Ahmet...
"Hayattan hıncımı böyle alıyorum"
Kubilay sahte ismiyle yüzlerce kişiyi dolandıran 18 yaşındaki Emrah...
Güldünya öldükten sonra kıymetli oldu
Töre kurbanı Güldünya için herkes ayağa kalktı. 22 yaşında bebeğiyle...
Haute couture partici
Haute couture partici
Dünya sosyetesi için partiler düzenleyen ve bu alanda uluslararası...
Sosyete Bunları Konuşuyor
Sosyete Bunları Konuşuyor
Dada veda etti
Aksel Goldenberg ile Jeremie Trigano'nun...
IMKB
E: 18,889 D:% 0.63
DOLAR
S: 1,324,000 D:% -0.30
EURO
S: 1,646,000 D:% -0.42
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Sizinkiler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Yaşama Dair | Sinema | Hobi
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.