3 altın kural
Bir yandan spor yazarları derneği başkanı açıklamalar yapıyor, "Spor yazarlarına yapılan eleştirileri kabul edemem" diyor. Diğer yandan hemen her gün bir kulüp, internet sitesi aracılığıyla medyada çıkan haberleri yalanlıyor. Kimi gazeteci kızdığı kulüp yöneticisini yeriyor, kimi sevdiğini yüceltiyor.. Kimi yönetici sevdiği gazeteciye habır sızdırıyor, kimi yönetici ağzına ne gelirse söylüyor.. Maalesef spor medyasının içinde bulunduğu durum bu.. Hepsi hepsi, incir çekirdeğini doldurmayacak sonuçlar yaratabilecek, yüzeysel, sudan, binlerce yıldan beri yapılagelen ucuz politik oyunlar, çekişmeler, tehditler, yağlamalar.. Kazanan kendine kazanıyor, ülkenin spor vizyonuna hiçbir katkısı yok.. TSYD seminerleri yapılıyor.. Her yıl konuşulan konular aynı, her yıl yapılan tartışmalar aynı.. Oysa önümüzde çok büyük bir fırsat var.. Türkiye Avrupa'daki bütün ülkelerden daha fazla genç nüfusa sahip.. Üstelik bu gençler geçmişe oranla çok daha iyi eğitim almaya başladı.. Bu gençler internetten, televizyondan, teletekslerden dünyanın her köşesindeki sportif haberleri takip etmeye başladı.. Bu gençler yapılan işin kalitesini sorgulamaya başladı.. Ve bu sorgulamanın sonucu belli.. Daha iyi spor sayfaları istiyorlar.. Daha iyi spor programları istiyorlar.. Daha iyi maç yayınları istiyorlar..
*** Okuru ya da izleyeni doyurmanın 3 altın kuralı var. Dünyanın gelişmiş birçok ülkesinde bu 3 altın kural sayesinde zirveye tırmanabiliyorsunuz. Bilgi, güven ve saygı.. Okur gazetesini okuduğu an, ilgilendiği konuyla ilgili bilgiyi asla yetersiz bulmamak zorunda.. Aynı şekilde televizyonun karşısına oturan birisi, yorumcu veya spiker için sürekli, "Bu da söylenir mi? Bunun böyle olduğunu nasıl bilmez?" gibi saptamalar yapmamalı.. Spor medyasındaki insanlar ilgilendikleri konularda kendini sürekli yenilemeli, gelişmeleri takip etmeli, geçmiş hakkında bilgi sahibi olmalı ve yeri-zamanı geldiğinde okurun-izleyenin önüne bu bilgiyi en iyi şekilde sunmalı.. İkinci altın kural güven.. Okur gazetesine, yazarına sonuna kadar inanmalı.. Hiçbir şekilde şüpheyle bakmamalı.. Haberlerin yalan olmadığına, sırf dedikoduya veya bir tarafı yıpratmak uğruna yapılmadığını görmeli.. Televizyon seyircisi de sunucunun veya yorumcunun kişisel takıntılarından çok gerçekten öyle olduğu için yorum yapıldığını hissetmeli.. Bir gün ak dediğine bir başka gün kara diyebilen, bunun nedenini de açık açık ifade edebilen gazeteci daha makbul olmalı.. Ve son kural.. Gazeteci ya da televizyoncu tüketicisine saygı duyduğunu sonuna kadar göstermeli.. karşısındakini aptal yerine koymaya kalkmamalı..
*** Dünyada artık herşey çok hızlı oluyor.. Medya da bu çok hızlı hayatı takip edebilmek, arada ayakta kalabilmek, yaptığınız işte zirveye çıkmak için en önemli silah.. Ama medyanın içindekiler o üç altın kurala bağlı kalmazlarsa, başka yollarla rakiplerini vurmaya çalışırlar.. Sansasyon, abartılı habercilik, aşırı magazin..
*** Türkiye'nin önü açık.. Bilgi çağını yakalamak için çok istekli, çok arzulu genç bir nüfusa sahip.. Bu istek, siyasette, ekonomide, sporda ve kültürel anlamda dünyanın en güçlü ülkelerinden biri haline gelmemiz için en önemli faktör.. Biz Sabah Spor olarak geleceğe artık bu perspektifle bakıyoruz.. Umarız siyasetçilerimiz, ekonomistlerimiz, sanatçılarımız, tüm medyamız ve spor dünyamız da bizimle aynı noktada buluşur.
|