İstanbul yağacağı günler öncesinden belli olan karın altında kaldı. Sadece İstanbul değil İstanbul belediyesi de yağan karın altında kaldı. İstanbul deyip geçmeyin; toplam 11 milyonluk nüfusu ile 10 milyonluk Belçika, 8 milyonluk Avusturya ve 5 milyonluk Danimarka gibi bir çok Avrupa ülkesinden bile daha büyük. Büyük şehir olunca derdi de büyük olur, ama o şehri yöneten organizasyonların da aynı ölçüde büyük olması lazım, tıpkı New York, Londra, Paris gibi.
Perşembe günü başlayan yağış Marttaki yerel seçimler öncesi İstanbullu seçmenler için iyi bir test oldu. Yağan kar altında durakta saatlerce otobüs bekleyen ya da çocuğu okuldan dönemediği için panik olan anne için seçim biraz daha anlam kazandı; seçilecek başkanın ve yönetimin önemi biraz daha anlaşıldı.İstanbul Ali Müfit Gürtuna'nın idaresinde önemli projeler gerçekleştirdi, üstelik bunu yaparken Melih Gökçek'in Ankarası gibi Hazine'ye yüklü borç takmadı. Ancak son yağışlar gösterdi ki İstanbul hala afete ve olağanüstü doğa koşullarına hazır değil. Bu nedenle şehrin son iki günkü hali Gürtuna'nın şansını azalttı.
Partiye değil adaya oy vermeli Seçimler yaklaştıkça İstanbul'da aday adaylarının isimleri ortaya çıkmaya başladı. Seçimin favorisi gösterilen AKP tarafında kıyasıya bir rekabet var. Belediyecilik deneyimi olan güçlü isimler aday oldu. Bunların çoğu Fazilet Partisi kökeninden geliyor yani ortanın solu ve hatta sağdaki bazı seçmenin soğuk bakabileceği şahsiyetler.
CHP'de ise büyükşehir için şu ana kadar birkaç isim ortaya çıktı. Daha da çıkacak gibi görünüyor. Açık söyleyim şu ana kadar çıkan isimler arasında beni en çok heyacanlandıran Akif Hamzaçebi oldu. Ekonomiye ilgi duyanlar Hamzaçebi'yi Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü yaptığı dönemden hatırlarlar. Hamzaçebi 3 Kasım seçimlerinde Trabzon millevekili olarak CHP'den meclise girdi. Meclisin en aktif milletvekillerinden biri. Üyesi olduğu plan ve bütçe komisyonunda oldukça etkili muhalefet yapıyor. İstanbul için uygun bir isim çünkü yıllarca İstanbul Defterdarlığı gibi çok önemli bir görev üstlendi ve bir anlamda İstanbul'un herşeyini elinde tuttu. Yani İstanbul'a ve sorunlarına yabancı değil. Siyasette bulunduğu yere tavizler vererek gelmedi. Diğer bir deyişle kimseye borcu yok. Çalışkan ve dürüst. Trabzon'un köklü ve de kalabalık ailelerinden birine mensup. Entellektüel yönü kuvvetli. Müziğe özellikle caza olan ilgisi çok ileri düzeyde. Az ama öz konuşur; Bunlar Hamzaçebi hakkında duyduklarım, gördüklerim ve okuduklarımdan aklımda kalanlar.
Oyumu verir miyim? Bilmiyorum. Daha doğrusu henüz erken. Diğer adaylar gibi onun da projelerine bakmak lazım. O ve diğer adaylar somut projelerini finansman kaynaklarıyla birlikte ortaya koydukça daha net bir fikir sahibi olacağız. Bize, kar yağdı mı altında kalmayacak, yağmur yağdı mı boğulmayacak bir başkan gerekiyor. Eğer şehri yöneten yapı şehrin derdi kadar büyük değilse kar yağdığında daha çok yollarda kalırız.