| |
|
|
Asya'da "Maymun Yılı" başlarken, bizdeki bitti!..
Buda'nın yolundan giden Asyalılar için dün "Maymun Yılı" başlarken, Barlas ailesinin, bir üyesi haline gelen şempanze Kuki'- nin gidişi ile, bizim evdeki Maymun Yılı bitiverdi.
Şempanze Kuki, bize 2 yaşına basarken geldi. Onu Nijerya'da annesinden kaçırmışlar. Herhalde, annesini öldürüp almışlar Kuki'yi. Çünkü şempanzeler, 8 yaşına kadar annelerinin sırtında yaşıyor. Şempanzelerin ortalama ömrü 60 yıl dolayında. Neticede Nijeryalı kaçakçılar, Kuki'yi Türkiye'ye getirmişler. Burada bir aileye satmışlar. O aile Kuki'ye bakamayınca, bize geldi.
Gelmesi ile hayatımızı değiştirdi. Bizim evde hep köpek vardır. Köpek insana en yakın hayvandır. Şempanze Kuki, insana pek yakın değildi. Fakat tam anlamı ile, hayvan da değildi galiba. Alet kullanabiliyordu. Örneğin buzdolabını açıp, kola kutusunu alıyor, kapağını açıyor, kolayı bardağa koyup içiyordu.
Yemek yerken çatal kullanıyordu. Cevizi, kırma aleti ile kırıp, kabuğunu ayıkladıktan sonra yiyordu. Her sabah, diş macununu açıp, fırçaya sıkıyor ve dişini fırçalıyordu. En garibi de, evdeki köpeklere köpek muamelesi yapıyordu.
Benim Gofret adındaki jackrussel terriyemi kuyruğundan tutup kucağına alıyor ve onu okşuyordu. İki kişiliği vardı Kuki'nin. Biri, sevgi, şefkat, neşe dolu bir kişilikti. Tanıdıklarının boynuna sarılır, öperdi. Hasta veya yaralı bir insan gördüğü zaman onu okşar, yarayı üfler, acıyı geçirmeye çalışırdı.
İkinci kişilik ise, ehlileştirilmesi mümkün olmayan, vahşi hayvan kişiliğiydi. Elinden zorla bir şeyi almaya kalkın, onun yanında bir başkasına sevgi gösterip kıskandırın veya ondan korktuğunuzu belli edin... O zaman ısırır, vurur, öfkelenirdi. 30 kilo olmasına rağmen, 120 kiloluk halteri kaldırabiliyordu. Şempanzeler, insanlardan 5 kat daha güçlüdür. Kuki'nin 5 yaşından itibaren keskin ve sivri dişleri çıkmaya başladı. Ve o anda, ondan bir gün ayrılmamız gerekeceğini hissettik.
Ali Şen'in de, ailece tutkun oldukları böyle bir şempanzeleri vardı. Sonunda onlar da, ayrılmak zorunda kalmışlar... Kuki'den ayrılmak meselesi gelip çatınca, araştırdık. Jane Godall adındaki, hayatını şempanzelere adamış zoologun kitaplarını okuduk.
Bu sırada, İngiltere'deki "Monkeyworld" kuruluşundan aradılar bizi. Londra'nın Batısındaki Dorset'te kurulu Monkeyworld", dünyadaki kaçırılmış maymunlara, doğal ortamları içinde, aile hayatı sağlıyormuş. Sonra, bu kuruluşun yöneticileri, Kuki ile tanışmak için İstanbul'a geldiler.
Beraberinde gelen film ekipleri, Kuki'yi görüntülediler. Bu filmler, "Animal World" kanalında defalarca oynatıldı. Ve son aylar içinde, Türkiye'deki Tarım ve Orman Bakanlığı'nın "Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü" ile İngiltere'nin Çevre Bakanlığı arasında, yazışmalar başladı.
Gereken muameleler yapıldı, Kuki'nin çıkış belgeleri hazırlandı. Geçen cumartesi, dört kişilik bir İngiliz ekibi, Kuki'yi götürmek için İstanbul'a geldiler. Bütün aile, gözyaşları içinde Kuki'yi uğurladık. Onun gittiği uçakla, gelinim ve oğlum da İngiltere'ye gittiler. Onun, yeni yaşamını geçireceği mekana kolay alışması için, ilk gün onun yanında oldular. Demek ki insanların olduğu gibi, tüm canlıların da bir kaderi var. Hatta cansızların bile.
Çocuk yaşlarda, yerdeki bir taşı, ayağınızla vura vura, iki sokak öteye sürürsünüz.. Sonra, demek bu taşın kaderinde, başka bir yerde bulunmak varmış, dersiniz.
Kuki, Nijerya cangılında doğdu. Türkiye'ye kaçırıldı. Türkiye'de bir aileyi, dört yılı aşkın süre mutlu etti, kendisine bağladı. Ve şimdi İngiltere'de, bir şempanze parkında, hemcinsleriyle beraber yeni bir aile kurmaya çalışıyor. Diyorum ki... Hayatı ciddiye almak lazım. Şempanze gibi, doğanın en vahşi yaratıklarından birinde bile, sevgiyi, şefkati ve neşeyi bulabildiğimiz bu dünya, gerçekten yaşanmaya değer!
|