| |
|
|
İstanbul belediye başkanı, adeta 2'nci başbakandır!..
Yaklaşan yerel seçimler, AK Parti dışındaki partiler için, farklı anlamlar taşıyor. Bu yerel seçimlerde, AK Parti için "Kazanmak" değil, 3 Kasım'a göre oy oranlarını artırmak daha önemli. Birincisi, genel bir eğilim var yıllardır kanıtlanan. Genel seçimi kazanmış partiler, ilk yerel seçimlerde de kazanıyor. Hatta oy oranlarını da artırıyorlar. Ayrıca, AK Parti şu anda toplumun geniş kesimleri tarafından başarılı bulunan ve kamuoyu yoklamalarında tutulma oranı artan bir görüntüde.. Bu bakımdan, yerel seçimlerin yapılacağı 28 Mart günü, AK Parti için kazanmaktan ziyade, oy oranını yüzde 50'lere çekmek içerikli bir sınav olacağa benziyor. Buna karşı mesela CHP için ve özellikle Deniz Baykal için, 28 Mart yerel seçimleri, siyasal bir olmak ya da olmamak meselesi gibi. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Gaziantep gibi kentlerden birkaçında CHP'nin belediye başkanlıklarını alması, bu partiye hayat öpücüğü gibi gelebilir. Aynı durum DYP için de söz konusu.. Mehmet Ağar liderliğindeki DYP'nin, şu anda seçmen katındaki gücü pek bilinmiyor. Bu parti, Demokrat Parti- Adalet Partisi çizgisinden gelen çok temel bir yapılanmaya sahip. Türkiye'de DYP'nin kalesi olan kentler de var. Ancak seçmen hızla partisizleştiği ve seçimlerin kaderini yüzer-gezer oylar belirlediği için, DYP'nin kökleri veya örgütü güçlü olsa da, seçmeni azaldı. Bu bakımdan ister istemez, DYP'nin 3 Kasım'da aldığı oy oranı ile, 28 Mart'ta alacağı oyların oranı karşılaştırılacak. 28 Mart, Mehmet Ağar'ın liderliğindeki ilk dönem karnesi olacak bir anlamda. 28 Mart seçimlerinde, hem ekonominin, hem de medyanın merkezi olan İstanbul'da kimin belediye başkanı olacağı da, geniş kitlelerin cevap beklediği bir soru şu anda. İstanbul belediye başkanı, gerek kullandığı ödenekler, gerek medyatiklik, gerekse kentin büyüleyen etkisi dolayısıyla, adeta Türkiye'nin 2'nci Başbakanı gibi algılanıyor. Şu anda İstanbul'da, "AK Parti'den kim aday olursa olsun seçilir" inancı, adeta "tek seçmen" konumundaki Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, hem sorumluluğunu, hem de yükünü artırmakta. Tayyip Erdoğan öyle bir ismi İstanbul'da belediye başkan adayı göstermeli ki, bu kişi hem başarılı olsun, hem de ilerideki bir dönemde AK Parti içindeki hizipleşmelerde başı çekmesin, Erdoğan'a sadakatini korusun. Siyasetin gerçekleri bunlar. Yani, sadece icraatçı, sadece vizyon sahibi olmak lüksü, ancak liderlere tanınmıştır. Bu yüzden, İstanbul Belediye Başkan adaylarının isimleri üzerinde spekülasyon yapılırken, "Yetenek" ile "Sadakat"in, eşdeğerli olacakları hiç unutulmamalıdır. Eğer CHP, Celal Doğan veya Kemal Derviş gibi çok güçlü bir ismi İstanbul adayı olarak belirlerse.. Ali Müfit Gürtuna, Erbakan'a yaklaşıp Saadet'ten aday olursa... Bu tür ihtimaller, AK Parti oylarının azalmasına ve bölünmesine dayanabilir. Ben 28 Mart'ın çabuk gelmesini bekleyenlerdenim. İstanbul Belediye Başkanı kim olacaksa olsun ve şu Barbaros Bulvarı'ndaki geçidin inşaatını, artık bitirebilsin. Bunu Gürtuna yapamıyor!
|