Buna da şükür! Her maddesi barut fıçısı gibi gündeme hiç olmazsa kurban derisi eklenmeyecek. İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu dün yayınladığı genelgeyle kurban derilerini sadece Türk Hava Kurumu'nun (THK) toplayabileceğini ilan etti. Böylece her Kurban Bayramı öncesi vatandaş ile devleti karşı karşıya getiren gerginliği - umarız- bu kez önceden önledi. Aslında hem Anayasa'nın 13'üncü maddesinde sayılan temel hak ve özgürlüklere, hem de mülkiyet hakkına gölge düşüren kurban derisi toplama tekeli, tüm iktidarların başını ağrıttı. Ancak her girişim ya Yargıtay, ya da Danıştay'dan döndü. Bu konuda tabanının baskılarıyla karşılaşan AK Parti de geçen yıl THK tekelini kırmayı denedi. Genel Başkan Erdoğan'ın (o tarihte Abdullah Gül Hükümeti vardı) talimatıyla İçişleri Bakanlığı genelge hazırlığına girişti. Genelgede "THK, Sosyal Yardımlaşma Vakfı ile Diyanet Vakfı kurban derilerini toplamakla yetkilidir. Ancak herkes kurban derisini istediği yere verebilir" gibi, kararı vatandaşa bırakmayı öngören bir hüküm yer alacaktı. Olmadı. Ardından kurban derisi gelirinin dağıtımında THK payını düşürmeye niyetlendi. Faydası değilse bile gücü tartışılmaz THK'dan "Payımız düşerse sonumuz olur" feryatları yükselince, o da rafa kalktı. Kısacası önümüzdeki ayın ilk günlerinde sokaklarda yine THK görevlileri dolaşıp hoparlörlerle deri isteyecek. Yine güvenlik güçleri depoları basıp "yasadışı" toplanmış derilere el koyacak... THK yönetimine bir çağrımız var. Bu zorunluluğu katlanılabilir hale getirmek için halkın gönlünü yapmayı deneyin. Derisini aldığınız vatandaşa teşekkür mektubu gönderin. Bir de hizmetlerinizi, faydanızı anlatmaya çalışın. Çünkü halk sizi topladığı deri ve fitrelerle imtiyazlıların çocuklarına pilotluk öğreten kapalı bir kurum olarak görüyor. Yanlışsa, düzeltin.
