İhracat rakamları, üretim verileri, harekete geçirdiği yan sanayiler dikkate alındığında Türkiye'de tekstil ve konfeksiyon gibi sürükleyici bir sektörün daha doğuduğunu söylemek mümkün. Bu otomotiv sektörü. Gümrük Birliği ile batacak denilen otomotiv dünyadaki global üretimin verdiği bir avantajla 2001 krizinden çıkışta en sürükleyici sektör haline geldi. Dün Oyak Renault'nun basın toplantısında, sektörün uzun yıllardır hayalini kurduğu 500 bin hedefine varıldığını açıkladı. 1993 yılında bu hedefe yaklaşılmış ancak varılamıştı. Binek ve hafif ticari araç üretimi 497 bine yükselirken buna ağır vasıtalar da eklendiğinde 525 bin rakamı ortaya çıkıyor. Otomotiv sanayinin bu atağı yine dün açıklanan kasım ayı sanayi üretim rakamlarına da yansıdı. Bitişikteki grafikten izlenebileceği gibi, bu yılın 11 aylık döneminde en yüksek üretim artışı motorlu taşıtlar kaleminde, yani otomotivde gerçekleşmiş. Yüzde 39 üretim artışı var bu sektörde. Üretim artışında yüzde 30 ile makine sektörü ikinci sırada geliyor. Sanayi üretimi yeni yatırımların ve yenileme yatırımlarının başladığı sinyalini veriyor.
*İhracatta ikinci sektör Üretilen motorlu taşıtların çoğu da ihraç ediliyor. Ocak-kasım döneminde üretilen otomobillerin yüzde 75'i ihraç edildi. Bu nedenle de otomotiv sektörünün ihracattaki basamağı giderek yükseliyor ve tekstilden sonra ikinci sıradaki yerini sağlamlaştırıyor. DİE verilerine göre, otomotiv sektörünün yedek parçalarıyla birlikte ocak-ekim dönemi ihracat rakamı 4.3 milyar dolar. Oyak Renault'nun 2003 ihracatı 1 milyar doları geçti. Ford Otosan 776 milyon dolarlıklık dış satım gerçekleştirdi. Bu yıl ki hedefi ise 1.250 milyon dolar. Sabah yazarları olarak son gezdiğimiz otomobil fabrikası Ford Otosan, Gölcük'te geniş bir alanda kurulmuş. Toplam 1 milyar Euro'yla son yılların en büyük özel sektör yatırımı. Yerli yabancı ortağın payları eşit. Tam kapasite ile devreye girmesi yıl sonunu bulacak. Bu yıl 2 bin kişi daha işe alacak ve 5 bin kişi çalıştıracak. Otomotiv şirketlerinin sonuçları çarpıcı. Üstelik bu sonuçlar Türkiye'de otomobil üzerindeki yüksek vergilere rağmen sağlanıyor. Yani ihracatla gerçekleşiyor. Buna paralel olarak Türkiye'nin 500 büyük sanayi sıralamalarının değişmesi beklenir. 2001 krizinden hem Türkiye hem de şirketler ihracat atılımı ile çıkıyor.
*Üçüncü sektör gereği- Türkiye olarak tekstil ve konfeksiyon sektöründe belli bir varlık gösterdik. Şimdi bunun yanına otomotiv sektörünü ekliyoruz. Olumlu bir gelişme ama yetmez. İşsizlik sorununun çözümü ve rekabet gücümüzün korunması açısından üçüncü bir sektörün daha bulunması zorunlu.
İhracat rakamları, üretim verileri, harekete geçirdiği yan sanayiler dikkate alındığında Türkiye'de tekstil ve konfeksiyon gibi sürükleyici bir sektörün daha doğuduğunu söylemek mümkün. Bu otomotiv sektörü. Gümrük Birliği ile batacak denilen otomotiv dünyadaki global üretimin verdiği bir avantajla 2001 krizinden çıkışta en sürükleyici sektör haline geldi. Dün Oyak Renault'nun basın toplantısında, sektörün uzun yıllardır hayalini kurduğu 500 bin hedefine varıldığını açıkladı. 1993 yılında bu hedefe yaklaşılmış ancak varılamıştı. Binek ve hafif ticari araç üretimi 497 bine yükselirken buna ağır vasıtalar da eklendiğinde 525 bin rakamı ortaya çıkıyor. Otomotiv sanayinin bu atağı yine dün açıklanan kasım ayı sanayi üretim rakamlarına da yansıdı. Bitişikteki grafikten izlenebileceği gibi, bu yılın 11 aylık döneminde en yüksek üretim artışı motorlu taşıtlar kaleminde, yani otomotivde gerçekleşmiş. Yüzde 39 üretim artışı var bu sektörde. Üretim artışında yüzde 30 ile makine sektörü ikinci sırada geliyor. Sanayi üretimi yeni yatırımların ve yenileme yatırımlarının başladığı sinyalini veriyor. 
