| |
|
|
Devletin tükendiği sokak..
Ayazma Deresi Caddesi'ni bir defa da gündüz gözü ile gezdim.. Bu ülkede devlete ve yerel yönetimlere niye saygı yok sorusunun yanıtı burada yatıyor.. Yaşamı hepimiz için kolaylaştıracak, sağlıklı ve güvenilir yapacak kurallar bizim ülkede neden zerre itibar görmüyor, devlet ve yerel yönetimler niye otorite kaybına uğruyor ve komik duruma düşüyorlar anlamak için bu sokağa bakmak yeterli.. Bu sütunlarda kim bilir kaç kez dünyadan örnekleri ile yazdım.. Halkı, otoriteye ve kurallara saygılı yapmak, büyük, korkunç suçları önlemek istiyorsanız, işe en küçük ihlallerden başlayın.. İnsanların beynine "Suçlar cezasız kalmaz. Toplum içinde kimse kurallara aykırı işler yapamaz" düşüncesini yerleştirin.. "Devlet var.. İzliyor ve etkili" dedirtmenin yolu trafikten geçiyor.. Çünkü insanların sabah evlerinden çıktıkları anda devletle ilk karşılaşmaları trafik alanında oluyor.. Trafik suçlarını çok iyi takip eder, insanların kafasına yakalanma korkusunu yerleştirirseniz, büyük suçlarda daha kolay yakalanacaklarını düşünür ve vazgeçerler.. Sistem böyle işliyor.. Bizde tam tersine.. Çünkü bizde trafik suçundan yakalanma korkusu yok. İnsanlar polisin gözleri önünde trafik suçu işliyor ve müdahale edilmediğini görüyorlar. Devlet suça teşvik ediyor.. "Bu ülkede polis yok.. Otorite yok. Suç işlemek serbest.." Ardından kapkaç.. Ardından gasp.. Giderek büyük hırsızlıklar, cinayet.. Ve saire..
*** Ayazma Deresi Caddesi'nde bir cinayet var.. Bir devlet ve yerel yönetim cinayeti.. Bu işlek caddeyi iki taraflı otomobil galerileri işgal etmiş.. Bu galeriler de kaldırımı, yayalar için yapılmış, üzerine çıkılması yasak kaldırımları dükkanlarına eklemişler.. Hem de nasıl eklemişler.. Gözlerinizle görmeseniz inanmazsınız.. Devlete ve yerel yönetime kafa tutarak.. Teşhir ettikleri otomobilleri arızasız indirip çıkarmak için kaldırımı yok edip rampalar inşa etmişler.. Bu caddeden yüzlerce trafik polisi aracı geçiyor.. Bu kaldırım işgallerini görmüyorlar.. Görüyorlar tabii.. Görmezden geliyorlar.. Görmemenin de bedeli var.. Bunca çekici, en masum park ihlallerinde arabaları paldır küldür yükleyip götürürken, hem de bu yokuşta, karda kışta, çoluğu, çocuğu, yaşlıyı, özürlüyü akan trafiğin içinde yürümeye zorlayan bu kaldırım işgallerini görmemek mümkün mü?. Görüyor, biliyor, ama dokunmuyorlar.. Buradan geçen herkes rezilliği görüyor ve devletine, devletinin otoritesine notunu veriyor: Sıfır!.. Peki o rampalar.. Kaldırımın rampaya dönüşmesine hangi belediye kurumu izin vermiş olabilir?.. Yok.. Böyle bir izin yok.. Adam keyfince yapmış.. Biliyor ki, belediye de görmeyecek.. Belediye görevlileri de görmemenin bedelini alacaklar. Alıyorlar.. Yoksa, bir dünya güzelliği ve Türkiye'nin bir turistik değeri olma ötesinde zararsız Laila'yı yok etmek için çırpınan belediyenin adamları, bu cinayete engel olmazlar mı?.. Şefik Öztek demek ki işini bilmiyor. Gitsene Ayazma Deresi'ne.. Sorsana galericilere belediyecilerin gözleri nasıl ve kaça bağlanır?. Ayazma Deresi rezilliğine gözlerini yuman belediyenin gecekondu yıkmasına artık kim razı olur?.
*** İstanbul Valisi Muammer Güler'e ve Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'ya sesleniyorum.. Üçümüz birlikte Ayazma Deresi Caddesi'ne gidelim mi?.. Biriniz devletsiniz, öbürünüz yerel yönetim.. Görelim mi, devletin ve yerel yönetimin itibarının kaç paralık olduğunu.. Parayı verenin düdüğü çaldığı bu ülkede sakın ola bana "Vatan.. Millet.. Sakarya.." nutukları atmayın.. Bu bölgeden sorumlu trafik ve belediye görevlilerine sorun, "Neden görmediniz, aylardır" diye ve sonucu bana bildirin.. Sadece sonucu..
|