| |
|
|
Tecelli'den Abuzittin'e Mektuplar
Abuzittinciğim, Bu ne biçim iştir kardeşim "Eloğlu Mars'ta biz hala Kıbrıs'da"yız!.. Şunu çözeceksek çözelim, çözmeyip iyice kördüğüm edeceksek kördüğüm edelim bitsin.. Şu son Çankaya toplantısından sonra yapılan "açıklama"dan sen bi şey anladın mı? Valla ben anlayamadım.. Hadi benim kafa çalışmıyor, gazetelerdeki haberlere, yorumlara bakıyorum, onlar da ayrı ayrı şeyler yazmış.. Kimine göre plan konusunda anlaşmaya varılmış, kimine göre çözüm MGK'ya kalmış, kimine göre Denktaş by-pas edilmiş filan falan.. Çankaya'daki toplantıdan sonra yapılan "açıklamadaki" şu cümleye bak Abuzittinciğim.. Esasında bu "açıklama" değil "açıklamama" Hatta bilmece.. Evet evet bilmece.. "Türkiye, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonuna desteğini sürdürmekte ve Ada'nın, gerçekler temelinde bi çözüme, müzakere yoluyla ulaşması konusunda siyasi kararlılığını teyit etmektedir.." Allah allah ne demek bu? Lafı ne dolandırıp duruyoruz kardeşim.. Annan planını temelde kabul edip müzakere masasına oturacak mıyız yoksa, oturmayacak mıyız? Şunu dobra dobra söyliyelim..Yok efendim "Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin iyi niyeti" ymiş "misyonun desteğiymiş", "siyasi kararlığımızı teyit etmekteymişiz." Bi sürü laf! Ayrıca, "neyin siyasi kararlılığını" teyit ediyoruz.. Ortada "kararlılık yok ki.. Olsa olsa "siyasi kararsızlığın teyidi" söz konusu.. Lafları böylesine eveleyip geveleyince de herkes kendi kafasına göre yorum yapıp ayrı anlam çıkartıyor. Yani bu konuda bayağı dertliyim Abuzittincim kardeşim.. Cumhuriyet de iyi gazetecilik yaptı doğrusu.. Genelkurmay'la Dışişleri'nin Annan Planı'na farklı yaklaşımlarını "belge" leriyle verdi. Gerçi "belge"lerin Genelkurmay'ın değil, Genelkurmay'da farklı düşünenlerin görüşlerini yansıttığı anlaşılıyor ama olsun, haber, eksik de olsa, haberdir.. Yalnız tuhafıma giden haberin girişindeki "..Genelkurmay"ın raporunu ele geçirdik" şeklindeki ifadeydi.. Ankara'daki Genelkurmay'ın binasını bilirsin.. Adamın içi, bahçe kapısının önünden geçerken titrer, sen nasıl oraya girip de "raporları ele geçirebilirsin!?" Değil Genelkurmay'ın kapısından izinsiz girmek, bahçe parmaklıklarının arasından elini uzatsan adama feleğini şaşırtıverirler.. Burası Belediyenin Bahçeler Müdürlüğü'mü? O kadar asker, o kadar koruma, o kadar elektronik bariyerin arasından sızıp da kim Genelkurmay'daki bi "raporu eline geçirebilmiş?" Yoksa Cumhuriyet gazetesi tarihte ilk mi? Ha, biri veya birileri çağırıp sana haberi "al yaz" diye vermiştir.. O tamam.. ama "Genelkurmay'ın raporunu ele geçirmek.." Tövbe de! Münasip yerlerinden öperim kardeşim. Güneş.
|