|
|
|
|
'Derin' demokrasi
Erdoğan dine dayalı politika anlayışını reddetti, 'derin devlet' damgalı şekli demokrasiye karşı 'derin demokrasi'yi savundu
Başbakan Erdoğan, İstanbul'daki Uluslararası Muhafazakârlık ve Demokrasi Sempozyumu'nda, toplum mühendisliğinin sembolü "derin devlet" e karşı "derin demokrasi" kavramını ortaya attı. İşte Erdoğan'ın manifestosundan satır başları...
MERKEZ SAĞDAKİ TEK GÜÇ ARTIK BİZİZ AK PARTİ toplumsal merkezden aldığı güçle siyasette merkez sağın tartışılmaz tek gücü haline gelmiştir.
NE SİYASİ CEMAAT NE DE SİYASİ ŞİRKET SİYASETİ radikalleştiren siyasi cemaat anlayışına da, fikirsizleştiren siyasi şirket anlayışına da karşıyız.
DİN PARTİSİ KURMAK DİNE KÖTÜLÜK OLUR DİN adına parti kurmak, dini sembollerle örgütlenmek topluma ve dine en büyük kötülüğü yapmak olacaktır.
MEKANİK YERİNE DERİN DEMOKRASİ İDEALİ, seçimlere indirgenmiş mekanik demokrasi değil her alana yayılmış organik, 'derin' demokrasidir.
*** Erdoğan: Din üzerinden siyasete karşıyız
Uluslararası Muhafazakarlık ve Demokrasi Sempozyumu'nda konuşan Başbakan Erdoğan, 'din adına parti kurmak veya böyle bir imaj vermek topluma ve dine kötülük etmektir' dedi.
Başbakan Erdoğan, AK Parti olarak muhafazakar demokrasiye önem atfettiklerini belirterek, "AK Parti, 'siyasi cemaat' anlayışına da, 'siyasi şirket' anlayışına da kesinlikle karşıdır. Biz parti olarak, din üzerinden siyaset yapılmasını doğru bulmuyoruz" dedi. Başbakan Erdoğan, partisinin İstanbul Grand Cevahir Kongre Merkezi'nde düzenlediği'' Uluslararası Muhafazakarlık ve Demokrasi Sempozyumu''nun açılışında yaptığı konuşmada, partisinin Türkiye'nin en büyük partisi olduğunu ifade etti. Erdoğan şunları söyledi: "Bu sempozyumda iki gün boyunca yapılacak tartışmalar ve açıklamalar, siyasal kimliğimizi olgunlaştırmamız açısından yol gösterici olacaktır. Dünya üzerinde sosyalizm, liberalizm ve muhafazakarlık arasında olduğu gibi diğer siyasal çizgiler arasında da ciddi bir ilişkinin ve etkileşimin olduğu görülüyor. Artık çok katı ve kesin hatlarla ideolojilerin birbirlerinden ayrılması ve kutuplaşmasına değil, farklı ideolojiler arasındaki geçişkenliklerle birlikte yeni siyasal kulvarların oluşmasına tanık oluyoruz. Siyah ve beyazın keskinliği yerine, daha renkli ve çok boyutlu bir tablo var önümüzde.''
'ŞİRKET PARTİLERİ BİTTİ' Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: "AKP siyaseti radikalleştiren 'siyasi cemaat' anlayışına da, siyaseti fikirsizleştiren 'siyasi şirket' anlayışına da kesinlikle karşıdır. AK Parti, muhafazakarlık temelinde bir kitle partisidir. Siyasetin fikir ekseninde yapılmasını temel almakta, buradan kalkarak kitlelere dönük merkez siyaseti üretmektedir. Türkiye'nin medeniyetler arasında köprü olduğunu belirten Erdoğan, medeniyetler arası çatışma yerine medeniyetler arası işbirliği tezini savundu. Erdoğan "Türkiye'nin laik ve demokratik yapısı ile İslam kültüründen kaynaklanan gelenekleri birarada götürmesi, doğudan da, batıdan da dikkatle izlenmektedir. Böyle bir modelin olması, iki uygarlık arasında kanalların açık olması, işbirliğinin var olması demektir" diye konuştu. Erdoğan bu misyonu kendi çıkarları için uygun görmeyen ve medeniyetler arası çatışmayı körüklemek isteyenler olabileceğini dikkati çekerek, Ancak unutmayalım ki çatışmalar ve savaşlar istisnadır. Asıl olan barış ve uzlaşı, olduğu diyalog ve işbirliğidir" dedi.
'DİNİ SEMBOLLERE KARŞIYIZ' Dini toplumsal bir değer olarak önemsediklerine kaydeden Erdoğan, din-siyasetdevlet ilişkileri konusunda da önemli açıklamalar yaptı. Erdoğan şöyle konuştu: "Partimiz din üzerinden siyaset yapmayı, devleti ideolojik bir dönüşüme uğratmayı, dini sembollerle örgütlenmeyi doğru bulmamaktadır. Din adına parti kurmak veya böyle bir imaj vermek topluma ve dine yapılabilecek bir kötülüktür. Din, mukaddes ve ortak bir değerdir.'' Erdoğan geçmişin statükoculuk muhafazakarlığı yerine, yeniliğe açık, modern muhafazakarlık üzerinde durduklarını belirterek, AKP, evrimci veya tedrici vedoğal sürecinde işleyen toplumsal dönüşüme dayalı bir değişimi savunmaktadır. AKP'nin muhafazakarlıktan anladığı, mevcut kurum ve ilişkilerin korunması değil, bazı değerlerin ve kazanımların korunmasıdır'' şeklinde konuştu.
'KIRMIZI ÇİZGİLER' "AKP'nin, 'biz ve diğerleri' ayrımı yapan tek bir mezhebi, etnik unsuru ya da dini anlayışı siyasetinin ana gövdesi yapmadığın anlatan Erdoğan konuşmasını şöyle bitirdi: "AKP, körü körüne geleneği veya modern olanı reddetmek yerine, yeni bir senteze varılması gerektiğini düşünmektidir. AKP, toplumsal olanı, grup aidiyetini ve sivil toplumu önemli bulurken, cemaatçi bir yaklaşımı ön plana çıkarmamaktadır. AKP, dini toplumsal değer olarak önemsemekle birlikte, din üzerinden siyaset yapmayı, devleti ideolojik bir dönüşüme uğratmayı, dini sembollerle örgütlenmeyi doğru bulmamaktadır. Dini ve dindarları önemsemek, değerlerin sosyal fonksiyonları kabul eden' bir parti olmak ile dini bir ideoloji haline getirerek devlet aygıtı marifetiyle ve zorla toplumu dönüşmeyi amaçlayan bir parti olmak arasında çok ciddi bir fark vardır."
1-Dini değerleri önemsemekle, dini ideoloji haline getirmek başka bir şeydir. 2-Siyasi cemaat anlayışına da siyasi şirket anlayışına da karşıyız
|
|
|
|
|
|
|
|
|