| |
|
|
Bahçesaray... Yoksulluğun romanı
ZENGİNİN şakası farklıdır, fakirinki farklı. Kentlinin fıkrası değişiktir, kasabalınınki değişik. İstanbul'daki eğlence yerinde yapılan espri "cinsel içeriklidir." Ankara'da "politik." Ya Van'daysanız... Bu defa anlatılanlar "gerçek olaylardır." Ve "fıkra gibidirler." Van'da, Urartu Otel'in en üst katında, akşam yemeğindeydik. Solumuzda "Başsavcı" oturuyordu, sağımızda "Emniyet Müdürü." Başsavcı'nın "önemli bir işi" vardı, erken ayrıldı. Solumuzdaki iskemle boşalınca, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik "yanımıza" birini getirip, oturttu: - Bu arkadaşı iyi tanıyın... Van'ın en esprili insanıdır. Yanımıza oturttuğu kişi "Bahçesaray Belediye Başkanı Naci Orhan'dı." Van, Türkiye'nin "Doğu ucunda." Bahçesaray ise "Van'ın da Doğu ucunda." - Başkan, Bahçesaray'ın yolu ne alemde? - Yavuz beg bilirsen, yılin on ayi yolumuz kapalidir... Bahçesaray, yılin iki ayi Van'a bağlıdir, on ayı ise Allah'a bağli... Geçende Vali beg telefon etti. - Ne dedi? - Dedi ki... Başgan... Gözün aydin... Yoluniz yapılmiştir... Bundan gayrı yılin 12 ayi Van'a baglıseniz. - Siz de tabii teşekkür ettiniz. - Hemi teşekkür etmişem, hemi de şunu söylemişem: Vali beg, hökümatımız sagolsun... Artık yılın 12 ayı bizi Van'a baglamışsan ama, sakın ola Allah'la aramızı da açmayasın ha.
*** Van'da milli gelir 895 dolar. Van'ın 110 kilometre doğusundaki Bahçesaray'da ise "bunun yarısı kadar." Belki "daha da az." Yoksulluk ve kar "diz boyu", hava buz gibi" ama Bahçesaraylı "sıcak mı, sıcak." Ve hele "şakaları, fıkraları, esprileri." Bugün onlardan bir demet sunacağız.
|