| |
|
|
Konuşan tarih... Konuşan şehitlik
Van'ın 15 kilometre uzağında, üniversitenin az ilerisinde bir köy var: Zeve köyü. Zeve köyünün girişinde de bir "şehitlik" var: Zeve Şehitliği. "O yöredeki yedi köyden" tam 2.500 kişi, Ermeniler tarafından katledilmiş. En büyük kaybı da Zeve köyü vermiş. Ve 1970'lerde, şehitlerin anısına işte bu anıt dikilmiş.
ŞİFRE 1918 Anıtın yüksekliği 19 metre, 18 santim. "İki sayıyı" yan yana getirince "1918" olarak okunuyor. 1918 (2 Nisan) Van'ın kurtuluşu. Kurtuluş tarihi "heykelin yüksekliğinde" bile bir "şifre" gibi.
ŞEHİTLER KENTİ "Yaşlılar" Van için "Belde-i Şüheda" diyorlar. "Şehitler Beldesi." Gerçekten de herkesin ailesinde mutlaka şehit var.
ŞEHİT ÇOCUĞU İkram Kavi de bir "şehit çocuğu." "Van'da Birinci Dünya Savaşı'nda Ermeni Çetelerin Katliamına Uğramış Mağdurlar Derneği" nin başkanı. Ayrıca... "Bitlis, Muş, Iğdır, Ağrı ve Van Dernekleri Federasyonu" nun da başkanı. Ekimde Ermeni Patriği, Van'a gelince, İkram Kavi ziyaretine gitmiş. Patrik "acaba protesto için mi geldi" diye çekinmiş. İkram Kavi demiş ki: - Hoşgeldiniz... Katliama uğrayan biziz... Ve buna rağmen size kin beslemiyoruz.
HER YER MEZAR GİBİ Zeve Şehitliği "kar altında." Az ötedeki Zeve köyü de yine "karla örtülü." Karla kaplı bölgede beyaz dışında görülen tek renk "mavi." O da Van Gölü. Bulunduğumuz coğrafya öyle bir yer ki... Elinize kazma, küreği alıp, yeri biraz eşeleseniz "bir şehidin kemiklerine" rastlarsınız.
KONUŞAN ŞEHİT Zeve köylüsü cuma geceleri bir "gürültü" duyuyor. "Bağrışan insanların" seslerini. Sonra "şehitliğin bekçisini" uyandırıyorlar. "Aynı sesleri" bekçi de duyuyor. "Böyle şey olur mu" diyebilirsiniz. Ama köylü de, bekçi de "Cuma geceleri şehitlerimizin sesleri köye kadar geliyor" diyorlar. Kendilerini buna "öylesine" inandırmışlar ki... Her cuma gecesi "şehitlerinin gürültüsüyle... Feryadıyla" uyanıyorlar. Ve şehitlerine "ağıt" yakıyorlar, "türkü" yakıyorlar. Biz "böyle şey olmaz" diyecektik. Diyemedik. Zira yedi köyün halkı yıllar, yılı her cuma gecesi "kaybettikleri yakınlarının sesini duyduklarına inanarak" teselli buluyorlar. Bırakalım "öyle avunmaya" devam etsinler.
|