| |
Sadece lideri değiştirmek partiyi yenilemiyor
DÜN 'Simitis koltuğu bırakmasını bildi, partisini kurtardı.. Bizimkiler topyekün çakıldılar' derken, galiba Erdal İnönü'ye haksızlık ettik.. 1991 seçimlerinde Türkiye uzun bir aradan sonra yeniden koalisyonla tanıştı.. Sandıktan DYP-SHP koalisyonu çıkmıştı.. Demirel Başbakan, İnönü Başbakan Yardımcısı oldu.. Cumhurbaşkanı Özal'ın beklenmedik vefatından sonra Demirel aktif politikaya veda edip Köşk'e çıkınca, İnönü de 'Ben de SHP Genel Başkanlığı'nı bırakıyorum' dedi.. Siyasi tarihimiz açısından önemli bir karardı.. ANAP'ın başında Yılmaz vardı.. DYP'nin direksiyonuna Çiller oturmuştu.. Gençleşme rüzgarı, değişim fırtınası esiyordu.. SHP 'lider değişimi' furyasının dışında kalamazdı.. İnönü üzerine düşeni yaptı.. Koltuğunu Karayalçın'a devretti.. Şimdi Yunanistan'a gıptayla bakıyoruz.. Başbakan Simitis'in kamuoyu yoklamalarında yüzde 43 oyla önde olmasına rağmen 'kan değişimi gerekli' diyerek politikayı bırakmasını alkışlıyoruz.. Ama bizde de benzer bir süreç yaşandı.. ANAP da DYP de SHP de genç liderler tarafından yönetildi ama hiçbir şey değişmedi.. Beklenen olmadı.. Üç parti de toplumdaki değişime uyamadı.. Beklentiye yanıt veremedi.. Neden? Çünkü sadece genel başkan değiştirdiler.. Kadrolar aynı kaldı.. Siyasete girme, siyaset yapma, siyasette bulunma gerekçeleri değişmedi.. İlçe başkanından il başkanına, il yönetim kuruluna, oradan genel merkeze, parti meclislerine, genel başkan yardımcılıklarına kadar uzanan ilişkiler ağı varlığını korudu.. Takım kaptanı değişmişti ama sahaya çıkan takım aynı takımdı.. Farklı bir oyun sergilemeleri beklenemezdi.. Bu nedenle bizdeki lider değişiklikleri hep göstermelik kaldı.. Anımsayın.. Yılmaz, Çiller ve Karayalçın'ın seçilmesi toplumda müthiş bir hareketliliğe neden oldu.. Siyaset yenileniyor diye umut rüzgarları esti.. Ama umutlar, kısa sürede hüsrana dönüştü.. Geride kalan, düş kırıklığı oldu.. Siyasetteki en büyük sorun bu.. Herkes bir köşeyi bucağı tutmuş.. Bırakmak istemiyor.. En alt düzeyden genel başkan yardımcısına kadar kimse yerini bırakmak istemediği için sistem donup kaldı.. Bu donmuş sisteme giren genç liderler ilk dönemlerinde fazla hareket alanı bulamadılar.. Bir süre sonra buz tutmuş zincirin son halkası oldular.. Bu rolü kabul ettiler.. Aynı olay 1999 seçimlerinde baraj altında kalan CHP'de yaşandı.. Baykal evine çekildi ama kadroları kaldı.. Bu nedenle dönüşü kolay oldu.. Aynı süreci şimdi DYP yaşıyor.. Çiller'in yerine Ağar geldi ama takım eski takım.. Partilerin kapıları halka açılmadığı sürece, makamlar bazı politikacıların tapulu malıymış gibi kaldığı sürece buzlar kırılmayacak.. Liderler değişse bile partiler değişmeyecek, siyaset kendini yenileyemeyecek.. Bu nedenle lider değişiklikleri artık beni heyecanlandırmıyor..
|