| |
Önce sandık gider sonra çanak anten..
ESKİ bir tartışma ama dün başladım, bugün de devam etmek istiyorum.. 'Köşe yazarları ulusun çıkarları doğrultusunda yazmalıdır' sözünden yola çıkarak şu soruyu sormuştum: Ulusun çıkarlarını kim belirler? Kıbrıs'ı ele alalım.. Rumlarla masaya oturmak, anlaşma zemini sağlamak mı ulusun çıkarınadır, yoksa herkes yoluna demek mi? Seçim, referandum gibiydi.. Kıbrıslı seçmenin de karnıyarık gibi ortadan ikiye bölündüğü ortaya çıktı.. Yazarlar da öyle.. Kimi Annan planını görüşülür buluyor.. Kimi elinin tersiyle itiyor.. Şimdi bir taraf çıkıp da, diğer tarafı ulusal çıkarlar doğrultusunda hareket etmemekle, yani vatan hainliğiyle, satılmışlıkla suçlayabilir mi? Eğer bir insan ajan değilse.. Para karşılığı başka bir ülkenin çıkarına hizmet etmiyorsa, düşüncesi ne olursa olsun, bize ne kadar aykırı gelirse gelsin, bu tür ithamlarda bulunamayız.. Hiç kimseye 'Sen ulusal çıkarlara aykırı yazılar yazıyorsun' diyemeyiz.. Bu hakkı kendimizde göremeyiz.. Peki devletlerin, hükümetlerin politikası olamaz mı? Tabii ki olur.. Zaten bir takım kurum ve kuruluşlar bunun için var.. 5 yıllık, 10 yıllık hatta 50 yıllık politikalarını oluştururlar.. O politika çerçevesinde hareket ederler.. Pozisyonlarını, atacakları adımları buna göre belirlerler.. Ama o ülkenin bütün yazarlarının, çizerlerinin, aydınlarının tek ses, tek nefes halinde bu politikaları desteklemesi beklenemez.. Herkes fikrini söyler.. Taraftar bulur, bulmaz.. Bu ayrı konu.. Birileri 'ulusal çıkarlarımız' listesi yapar da herkesin bu doğrultuda yazmasını isterse, o rejimin adı demokrasi olmaz.. Otoriter.. Hatta totaliter rejim olur.. İşte İran.. Ulusun çıkarı diye dünyayı kendine kapattı.. İnsanlar yabancı televizyonları izlemesin diye çanak antenleri yasakladı.. İşte Afganistan.. Taliban rejimi de 'ulusun çıkarı' adı altında kendi vatandaşına kök söktürdü.. Kadınları evlerine tıkadı.. Terör üretti.. Sorum şu: Afgan halkı, Taliban rejiminin uygulamalarına 'Demek ki ulusun çıkarı bunu gerektiriyormuş' diye mi karşı çıkmadı, yoksa 'Ulusun çıkarı budur' diye mi karşı çıkartılmadı? Bugün ulusun çıkarı diye savunduğumuz şeylerin, bir süre sonra konjonktürel değişikliklerle ulusal çıkarlarımıza aykırı hale gelmeyeceğini kim garanti edebilir ki.. Önümüzde tartışacağımız, çözüm arayacağımız çok ciddi iki konu var.. Biri Kıbrıs diğeri Avrupa Birliği.. İki konuda da mesafe almamız gerektiğine inananlara; 'Sus, bu söylediklerin ulusumuzun çıkarına aykırıdır' demek hakkına kimse sahip değildir.. Eğer böyle bir hazırlık varsa, Türkiye'ye yapılacak en büyük kötülük bu olur.. Çünkü ulusun çıkarı sözü dillerde dolanmaya başladığı an, demokrasi yavaş yavaş askıya alınıyor demektir.. Aman dikkat..
|