| |
Hıncal Uluç'un dediğini yaptık bir gün kapatma yedik
HINCAL Uluç zaman zaman televizyonların ana haber bültenlerini eleştirir.. En çok atv'yi eleştirir.. Bu tavrı, atv Haber'in yöneticisi olarak en çok benim hoşuma gider.. Neden mi? Tonlarca para versem yaptıramam.. Düşünebiliyor musunuz? Hıncal Uluç gibi bir yazar, oturup atv Haber'i izliyor, izlemeye değer buluyor, beğenmediği yönlerini de eleştiriyor.. Demek ki eleştirmeye de değer buluyor.. Biz de hatalarımızı, yanlışlarımızı, eksiklerimizi öğreniyoruz.. Sadece ana haber bülteni için günde 25- 30, ayda 750-800 haber üreten, görüntüleyen, montajlayan, yayına veren bir birim hiç mi hata yapmaz? Yapar tabii.. Her gün başdöndürücü bir hızla yapılan bu çalışma insanı öyle bir girdaba sokar ki bazen kendi hatanızı göremez hale gelirsiniz.. Bu nedenle eleştirileri can kulağıyla dinlerim.. Üzerinde düşünür, arkadaşlarımla tartışırım.. Hıncal Uluç dün sadece atv Haber'i değil diğer televizyonları da eleştirdi.. Önce yazısından bir bölüm: "Vakit doldurmak için 27'nci sıraya konmuş bir haberin görüntülerini izlerken kanım dondu.. Şehrin göbeğinde, Erzurum şehrinin en kalabalık caddesinde iki kişi bir adamı linç ederek öldürüyor.. Bıçak ve tekmelerle.. Herkes seyirci.. Bu seyirciler arasında öyle iki kişi var ki, hele.. Polis.. Gözü önünde adam öldürüyorlar.. Polisin aczi insanı kahrediyor.. Bu polise mi canımızı emanet ediyoruz.. Bu polisin düştüğü ne rezil ne iğrenç durumdur.. Hem de kaçıncı.." Uluç soruyor: "Polis niye bu hale düştü? Acz içinde seyredecekse polise ne gerek var?.. Televizyonlara bu nedenle kızıyor: "Alıp işlesenize.. Polis neden acz içinde sorgulasanıza" diyor.. Haklı mı? Gazeteci olarak, izleyici olarak yüzde yüz haklı.. Ama televizyoncu olarak haksız.. Neden mi? 2001 yılında benzer bir olay yaşandı.. Hem de 15 gün arayla iki kere.. Travestiler İstanbul'un göbeğinde, Merter'de yol kesti.. Yoldan geçen araçları tahrip ettiler.. Terör saçtılar.. Orada da polis vardı ama seyretti.. Travestiler Şehremini'de polis arabasını bile kovaladı.. Önünü kesip camlarını kırdı.. Karakol basmaya bile cesaret etti.. Biz de o tarihte Hıncal Abi'nin dediği gibi olayı aldık, işledik.. 'Polis neden bu hale geldi veya getirildi? Polis neden acz içinde?' sorularına yanıt aradık.. 'Bu terörü polis durduramazsa kim durduracak' dedik.. İki ay sonra RTÜK'ten bir yazı geldi.. Polisin acz içinde olduğunun altını çizerek küçük düşürmüşüz.. Cezası.. Bir gün süreyle yayın durdurma.. Yani ekran karartma.. Hıncal Abi; ne gazetelerin ne de köşe yazarlarının RTÜK'ü var.. Ama televizyonların var.. Şimdi ekran karartmıyorlar ama çok ağır para cezaları verebiliyorlar.. Erzurum'dan o haber gelince bizim de kanımız dondu.. Daha önce yaptığımız gibi yine polisin acz içinde olduğunun altını çizelim, sorgulayalım dedik ama sonra aklımıza 2001 yılındaki bu olay geldi.. Yorumsuz yansıtmaya karar verdik.. Çünkü bazen görüntüler de her şeyi anlatıyor..
|