| |
|
|
Hayat dayatacak da... Dur bakalım ne zaman?
GEÇEN gün burada, "Reality show izlemeyen kendini aydın saymasın" dedim. Dikkat: "Reality show izleyen aydın olur" demedim. Kendini aydından sayan bir kişinin reality show' denilen medya olayını izlemesi, analiz etmesi, eleştirmesi gerekir. Niye? Çünkü toplum denilen şu tuhaf organizmanın değerleri, davranışları, arzuları, sıkıntıları sadece evde, sokakta, işyerinde ortaya çıkmıyor. Medyada da görünür hale geliyor. Peki ben niye böyle bir şey yazma ihtiyacını duydum? Çünkü Türkiye'nin aydınları tabii hepsi değil), 'entelleşmiş' durumda. Entel 'kitabi' denilen türden bilgiyi az çok edinmiş bir kişi. Ancak bunları toplumu 'anlamak' ve 'açıklamak' için kullanmıyor. Tersine, o bilgi yığınını kendisine üstünlük sağlayacak bir prestij kaynağı olarak görüyor. Kapılarını kapatıyor. İçine dönüyor. Vıdı vıdı yapmaktan öteye geçemeyen bir insan oluyor.
*** Bunun tipik bir örneğini dün Radikal'de gördük. Gazetenin eklerini yöneten Tuğrul Eryılmaz nihayet Popstar yarışmasını seyredip izlenimlerini yazmış. Eski bir 'solcu' akademisyen olan, 20 yıldır gazetecilik yapan Eryılmaz çok rahatsız olmuş: Hem program, hem de onun hakkında yazılanlar kâbusmuş... Gazetecilik mesleğinin evrensel değerlerine ihanetmiş... Yazı bu minvalde akıp gidiyor. Peki yani ne diyor? "Ay ne iğrenç!" Evet yazı sadece bunu diyor. Hani fikri olmayan... Sadece ve sadece gördüğü ya da duyduğu şeyden hoşlanmayan genç kızlar vardır... "Ay ne iğrenç" demekle yetinirler. Nedenini sorarsın... "İğrenç işte, iğrenç" diye tepinirler. Eryılmaz'ın yazısı da onları andırıyordu. Kardeşim sen ne bilirsin şu hayatta? Diyelim ki 'Marxizm'i... Kabul! Bize olup biteni o açıdan anlat bakalım. Yarışmanın sınıfsal analizini yap mesela. Rus Elena'nın Türk bayrağını sallayışını herkes seyretti... Yapımcı Fatih Aksoy'un 'cinai' duygularını biz de okuduk... Armağan Çağlayan'ın herhalde ortaokuldayken edebiyat hocasının ezberlettiği 'Han Duvarları' şiirini öne sürmesine gülen çok oldu. Peki sen ne diyorsun? 'Tahlil'in ne? "Ay ne iğrenç" diye özetlenebilecek bir yazı kimi 'aydınlatır', ne 'öğretir'? Hiç! "Tuğrul Eryılmaz yine dellenmiş" diyerek okuduk; bir kere olsun şaşırt bizi yahu!
*** Cumhuriyet geçenlerde bir "alışveriş ilavesi" çıkardı. Herkes çok şaşırdı. Çünkü haber tarzıyla, yazarıyla, çizeriyle buna hep karşı çıkılmıştı. Sanki 'en pahalı' gazete olan Cumhuriyet'in okuru alışverişe gitmezmiş gibi!.. Gazete yönetimi bunu "hayatın dayatması" olarak açıkladı. Bakalım hayat Eryılmaz'a ne zaman dayatacak?
|