|
|
Uday'ın cesetlerini köpeklere yedirdiler
"Göze göz, dişe diş" lafı, binlerce yıl önce modern Irak topraklarında kurulan Sümer medeniyetinden çıkmış. Vahşi de olsa, insanlar, yaşadıkları acının bedelinin ödenmesini istiyor. Bu yüzden Tikrit'de Saddam'ın oğulları Uday ve Kusay'ın mezarları yakın zaman önce ora halkı tarafından açılıp cesetler köpeklere verildi. Saddam da "kalesi" diye tabir edilen Tikrit halkı tarafından gammazlandı. İlahi adalet. Telefonla Bağdat'ta bir tanıdığı arıyorum. Saddam'ın gömdüğü onbinlerce insana layık görmediği mezar çukuru içinde nasıl saklanmaya çalıştığını anlatıyor Iraklı dostum. Kir pas içindeymiş. "Bir an önce yargılayacağız. Amerikalılar söz verdi" diyor. Tesadüf bu ya, Irak Hükümet Konseyi bir hafta önce işkence, katliam ve benzeri insanlık suçlarını işleyenler için (Saddam ya da Taha Yasin Ramazan gibi tetiğin çekilmesine, kimyasal bombaların boşaltılması, buldozerlerin çalışmasına bizzat emir verenler) özel bir mahkeme kurdu. En büyük dertleri, Amerikalılar'ın elindeki kilit adamların Irak mahkemelerinde yargılanması için alabilmek. "Dışarıdaki kutlama seslerini duyuyor musun?" diye heyecanla devam ediyor Iraklı dostum ve "Saddam'ı yargıladığımızda tüm Arap ülkelerine ibret olacak. Utanacaklar" diyor. Gerçekten de Suriye'de, Suudi Arabistan'da, Libya'da, İran'da yöneticilerin Saddam'ın saçı sakalı birbirine karışmış görüntülerini seyrederken titremediklerini düşünmek mümkün mü? Arab diktatörlüklerindeki polis şefleri, işkenceciler, gizli servis yöneticileri bir şeylerin değişiyor olduğunu, toprağın ayaklarının altından yavaş yavaş kaymaya başladığını hissediyor olmalı. Çünkü öyle. Tabii ki bu ülkelerin hiçbirinde Irak gibi 500 bin sivilin ölümüyle sonuçlanan vahşi bir dönem yaşanmadı. Ama hepsi, iktidarlarını kendi halklarını ezerek, halklarını ezmek için kurdu. Irak için güzel bir gün. Ortadoğu içinse iyi bir başlangıç. Irak tam anlamıyla travma yaşamış bir toplum. Her tür travmayı geride bırakmanın tek yolu, işkencecinin kendisiyle yüzleşmekten geçer. Ne şans ki Iraklılar bu fırsatı ele geçirdi. Darısı diğerlerinin başına.
|