|
|
Bir ölüm, bir anma, bir sergi
TÜRKİYE Gazeteciler Cemiyeti'nin 50. yılı nedeniyle 1996 yılında yayımladığı "50. Yıl Albümü"nde hayat hikayesi şöyle: "Afyon 1938 yılında doğdu. Meliha ve Haydar Divitçioğlu'nun oğlu. Lise eğitimi yaptı. Gazetecilik mesleğine 1962 yılında foto muhabiri olarak Cumhuriyet gazetesinde başladı. Serbest gazeteci olarak çalışmasını sürdürüyor. Sarı basın kartı taşıyor. Türkiye Spor Yazarları Derneği üyesi." Basının "Babıali" çevresinde toplandığı dönemde gazete fotoğrafçılığının önde gelen ustalarından idi. Spor yanında olay haberlerin de fotoğrafçısıydı. Televizyonların hayatımıza bu kadar hükmetmediği günlerde çamur sahalardan nice siyah-beyaz maç fotoğrafı çıkarmıştı. 12 Mart'ın kurbanlarından Battal Mehetoğlu'nun cenazesinde çektiği fotoğraf, bir annenin acısının canlı tanığı olarak hala yaşamakta arşivlerde... Kimi zaman "Senin yüzün fotoğrafın ışığını yansıtmıyor" diye takılsa da bir fotoğrafı "Çaylar Şirketten" şiir kitabımın arka kapağını süslemekte... O fotoğraftan Agop Arad'ın çini mürekkebiyle yaptığı resim de o günlerin bir başka armağanı olarak durur anılarımda... Fotoğraf sanatı kadar hamsinin her türlü lezzetini bilen "ehli keyf" değil, keyif ehli bu adam Tulay Divitçioğlu idi. Cumhuriyet gazetesinde uzun yıllar birlikte çalıştığımız, bir dönem gazetenin fotoğraf bölümü şefliğini yapan ve ustalığını genç arkadaşlara aktaran Divitçioğlu, 18 Aralık 2003'te, genç sayılacak bir yaşta ayrıldı aramızdan... Bundan sonraki hayatı fotoğraflarında devam edecek artık...
***
19 Aralık 2003, yazar, eleştirmen, yayıncı Memet Fuat'ın, bizim kuşağın "Memet Abisi"nin birinci ölüm yılıydı. Yayın ve edebiyat dünyasından Memet Fuat'ı yakından tanıyan otuz kadar şair ve yazar, o gün bir araya geldi Adam Yayınları içinde bulunan Mola Cafe'de... Toplantının amacı, anısını yarınlara taşıyacak bir Memet Fuat Kitaplığı kurmak ve adına ödüller düzenlemekti... Bunun için de bir danışma kurulu oluşturulacaktı... Elli yıllık yazarlık yaşamında özellikle deneme, eleştiri, inceleme alanlarında ürün vermişti Memet Fuat. Bu süreçte de sekiz bin kadar kitabı içeren bir kitaplık oluşturmuştu. Danışma kurulu, öncelikle bir Memet Fuat Kitaplığı kurulması için çalışmalara başlanılmasını ele aldı. Ardından da Memet Fuat adına her yıl üç dalda, yani yayıncılık, deneme ve eleştiri ödülleri verilmesi konusunu görüştü. 2004 yılı içinde verilmesi düşünülen ve TÜ- YAP, Yapı Kredi ile Adam Yayınları tarafından da kurumsal olarak desteklenecek ödüller, edebiyatımıza yeni ve genç yetenekler armağan ederek yeni bir ivme kazandıracaktır.
***
Fransız asıllı ressam Jean-Bapsiste Vanmour'un resimleri, Lale Devri'nin doğrudan "görgü tanığı" olarak Osmanlı kültür ve uygarlığı konusunda en önemli kaynaklardan... "Renkli, çeşitli" anlamındaki Levni mahlasıyla anılan nakkaş Abdülcelil Çelebi ise Osmanlı tarihinde iz bırakmış bu dönemin görsel sanatını yönlendirmiş bir minyatür sanatçısı... Topkapı Sarayı Müzesi, şu sıralar Hollandalı ressam Vanmour ile minyatür sanatının bu en büyük ustası Levni'nin yapıtlarına ev sahipliği yapıyor. Koçbank'ın desteği ile gerçekleşen serginin ortak özelliği, Lale Devri İstanbul'una iki özgün bakışı yansıtması... Lale Devri'ni resim ve minyatür dışında "yazı"nın güzelliğiyle günümüze taşıyan bir çalışma da Gül İrepoğlu'nun "Doğan Kitap" tarafından yayımlanan "Gölgemi Bıraktım Lale Bahçelerinde" başlıklı tarihi romanı... İrepoğlu, romanında "Lale Devri'nin padişahı Sultan III.Ahmed ile bu devrin ruhunun nakkaşı Levni'nin, tarihin akışı içerisinde sivrilen kişiliklerinin bir tahlilini yapmakta"... "Yazı", "resim" ve "minyatür" eşliğinde bir Lale Devri yolculuğuna çıkmak için 15 Nisan 2004 tarihine kadar vaktiniz var. Okumanın ve görmenin keyfini sürerek üstelik...
|