|
|
Kıbrıs sorununun çözümü
OTUZ yıldır çözümlenemeyen Kıbrıs sorununda, çözümsüzlüğün tek nedeni, soruna çözüm aranırken üzerinde durulan konuların yanlışlığıdır. Bu konuların biri, Kıbrıs'ın stratejik ve jeopolitik konumuna fazla önem verilmesi; diğeri ise Kıbrıs halkının sosyo-politik ve sosyo-kültürel yanının ihmal edilmesidir. Kıbrıs'ın stratejik ve jeopolitik konumunun, Türkiye için önemini ileri sürenler, Kıbrıs'ı AB'ye girmesi ile bu önemin yitirileceğini ve Türkiye'nin güney bölgesinin uzaktan korunmasının mümkün olamayacağını düşünmektedirler. Bu düşünceye, Kıbrıs'ın çevresi ve İskenderun Körfezi'ndeki petrol yataklarının varlığı da eklenebilir. Bu, askeri strateji ve ekonomik bakış açısından doğru bir düşüncedir. Ancak, bu düşünce sahiplerinin radikal olanları, her ne pahasına olursa olsun Türkiye'nin AB'ye girmesini istemediklerinden Kıbrıs sorununun çözümünü zora sokmaktadırlar. Oysa ki, Türkiye'nin ve Kıbrıs'ın AB üyesi olması, Kıbrıs'ın, askeri bakımdan stratejik bir ada olması konumunu gündemden düşürecektir. Bu nedenle AB'nin, Kıbrıs'ı üyeliğe almasından önce Türkiye'ye AB üyeliği için kesin bir tarih vermesi ya da AB ve Türkiye arasında karşılıklı güven esasına dayanan bir protokol imzalanması gerekir. Başlangıçtan beri Kıbrıs halkının sosyo-politik ve sosyo-kültürel yanının ihmal edilmesi de çözümsüzlüğün bir başka nedenidir. 1974 Kıbrıs Harekatı'ndan sonra sanırım iyi bir seçim yapmadan, yalnızca Ada'daki Türk nüfusu artırmak amacıyla Türkiye'den Kıbrıs'a gönderilen insanlar ile Kıbrıs'ın yerli halkı arasında günümüze kadar uzanan bir geçimsizlik sürüp gitmektedir. Türkiye Türkleri ile Kıbrıs'ın yerli halkı arasındaki yaşam tarzı ve kültür farklılığı, bu iki toplumun kaynaşmasını önlemiştir. Ne yazık ki bu konuda ne Türkiye'nin ne de KKTC'nin önemli bir çabası görülmüştür. Oysa ki Rum kesimi yönetimi, başlangıçtan beri Kıbrıs'ın Türk ve Rum halkını bugünler için hazırlamıştır. (1977-1978 yılları arasında Kıbrıs'ta resmi görevli olarak bulundum. Bu süre içinde, Rum kesimi televizyonlarında her akşam özel bir yayın yapılır ve güneyden kuzeye gelen Türklerin onarılmış evleri gösterilir ve evlerine dönmesi için onlara çağrı yapılırdı. Bu arada kuzeyde de, Türkiye'den gelen Türklerle Kıbrıs'ın yerli halkı arasında kavgasız gün geçmezdi). Bugün, Kuzey Kıbrıs'ta, pasaport, kimlik belgesi ve doğum belgesi alarak 100 bin Türk, Rum kayıtlarına girmişse (Sabah Gazetesi'nden) bunun nedeni Türkiye'nin, Kıbrıs'ın stratejik ve jeopolitik konumunu birinci önceliğe alması ve Kıbrıs halkının sosyo-politik sosyo-kültürel yanını ihmal etmesidir. Henüz vakit varken, Türkiye'nin ve KKTC'nin bu konu üzerine de eğilmeleri gerekir. Aksi halde çok yakın bir zamanda Kuzey Kıbrıs'ta yalnızca Türkiye'den Ada'ya göç edenlerin yaşlıları kalır. Çünkü onların çocukları, bugün KKTC'nin gençliğinin yarısını oluşturmaktadırlar ve bunların büyük çoğunluğu da kendilerini Kıbrıslı saymaktadırlar. Dr. Şerafettin YAMANER -İSTANBUL
|