|
|
|
|
|
|
Biriktirmek ruhunda var
El ve mikrocerrahinin öncüsü olarak tanınan usta cerrah Prof. Dr. Ayan Gülgönen'in antika halı ve kilimleri, çok sayıda tablosu ve Yunan-Roma dönemine ait bir cam koleksiyonu var.
Amerikan Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayan Gülgönen, 40 yıllık hekim ve 36 yıllık cerrah. 35 yıldan beri travmatoloji yapan, bunun 22 yılını ise el ve mikro cerrahi ameliyatlarına ayıran Gülgölen, yaşını göstermeyenlerden... Türkiye'de mikrocerrahi ameliyatlarını başlatan ekibin başı olan Prof. Dr. Gülgönen, bunca yıllık ameliyat stresi ve durmadan çalışmanın yükünün altından koleksiyonları sayesinde kurtulmayı başarmış.
ANNESİNİN MİRASI Evinde çok sayıda Konya-Kapadokya, Karapınar Tülü halısı olan, bu konuya dair uzun yıllardan beri araştırmalarını sürdüren, çok sayıda makale yayımlayan Prof. Dr. Gülgönen'e sanat sevgisi, annesinden miras kalmış. Alman asıllı eşi Brigitte ile mutlu evliliğine üç çocuk ve dört torun sığdıran Gülgönenler'in, beşinci torunları da yolda. Beş kıtada çok sayıda dostu olan, mütevazı yaşamı ilke edinen Prof. Dr. Gülgönen emekli olmayı pek düşünmüyor. Bir kitap yazmak istiyor. Alaçatı'ya yerleşip, çok sevdiği rüzgar sörfüne daha çok vakit ayırmak ise emeklilik hayalleri arasında yer alıyor. Prof. Dr. Ayan Gülgönen için varsa yoksa mesleği. Hastaları, ameliyatları. Bunun dışında pek de boş vakti kalmasa bile, eski halı ve kilimlerine, dostlarına, sayıları giderek artan torunlarına zaman ayırmaya gayret ediyor. Onun en yakın arkadaşı ise, 36 yıllık eşi Brigitte. Her ne kadar tıp dışı bir sohbet yapmak istediysek de, konu dönüp dolaşıp yine de hastalara ve hastalıklara geldi ister istemez. Söze, biraz da tesadüfi başlayan antika halı ve kilim merakıyla başladık. Dönem, 1970'lerin ikinci yarısı, İstanbul Tıp Fakültesi'ndeki yılları. O yıllarda, Profesörler Kurulu, Beyazıt'taki eski binada her perşembe günleri toplanıyor. Toplantı çıkışı, yolu mutlaka Kapalıçarşı'ya, o yıllarda düzenlenen halı, kilim, mücevher ve antika eşya mezatlarına düşüyor. Prof. Dr. Gülgönen, bu mezatları izleyerek başlıyor halı ve kilim biriktirmeye.
TUTKUSU DEVAM EDİYOR Prof. Dr. Ayan Gülgönen'in kilim tutkusu son hızla devam ediyor. Artık literatürü ciddi bir şekilde takip ediyor, antika, halı, kilim, daha doğrusu tekstil üzerine ne varsa okuyup, kütüphanesinde bir araya getirdi. Sergileri, müzayedeleri takip etti. Halen Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin bünyesinde faaliyet gösteren İstanbul Halı Kilim Derneği'nin kurucuları arasında aldı. Prof. Dr. Gülgönen, en çok yurtdışına çıkartılan halı ve kilimlerimiz için endişe ediyor. "Biz kıymetini bilememişiz" diyor. Bir de üzecek bir haber veriyor: "Beyazıt'taki Vakıflar Genel Müdürlüğü Kilim Müzesi, bakımsızlık ve ilgisizlik yüzünden kapandı. Burada çok değerli Anadolu kilimleri bulunuyordu. Hepsi çürümeye terkedildi. Çok kıymetli Osmanlı kilimlerinin ne olduğu bilinmiyor. Türkiye'de halı ve kilim koleksiyonu açısından bir tek Türk-İslam Eserleri Müzesi var ki, o da müze müdürü Nazan Hanım ve ekibinin çalışmasıyla ayakta duruyor. Bu müze, halı ve kilim koleksiyonu açısından Washington'daki Tekstil Müzesi ile aynı ayarda." Prof. Dr. Gülgönen'in tıp kitapları ve makaleleri dışında antika halı ve kilimler üzerine çok sayıda araştırması ve yazısı, birkaç sergisi var. Aynı zamanda, '17-19'uncu yüzyıl Konya-Kapadokya Halıları' ve 'Karapınar Tülü Halıları' adlı iki kitabın da sahibi. Ev, Tülü halıları ile dolu. En az 50-60 yaşlarındaki bu halılar artık ne yazık ki dokunmuyor. Prof. Dr. Gülgönen'in koleksiyonculuk yönünü anlatırken, M.Ö.1'inci Yüzyıl ile M.S. 3'üncü Yüzyıl'a ait Yunan- Roma cam koleksiyonunu da unutmamak lazım. Eserlerin tamamı muhtelif müzelere kayıtlı. Prof. Dr. Gülgönen, sanatla barışık bir aileden geliyor. Annesi Giritli, güzel sanatlar mezunu bir ressam. Kardeşi Ahmet Gülgönen ise 20 yıldır Paris'te yaşayan uluslararası derecelere sahip bir mimar. Prof. Dr. Gülgönen de resim yapıyor. Hatta biraz mütevazı bir tavırla, "Ressam sayılmam ama çiziyorum" diyor. Çizmekten çok yine biriktirdiğini, yani koleksiyon tutkusunu duvarlardaki resimlerinden anlıyoruz.
GEZMEYİ SEVİYOR Orhan Peker'den Fikret Mualla'ya, Sami Yetik'ten, Komet'e, Cihat Burak, Avni Arbaş ve Yüksel Arslan'a kadar çok sayıda nadide tablo, dikkatli bir şekilde, gözbebeği özeninde korunuyor. Hatta öyle iki, bazı antika kilimleri ve tablolarını Nişantaşı'ndaki muayenehanesine de götürmüş. Gelen hastalar, beğeniyle izliyor çoğunlukla. Kendilerini asosyal olarak tanımlayan Prof. Dr. Gülgönen, gece gezmelerinden hiç hoşlanmıyor. Gezmeye vakit bulamadığını söylese bile, dışarı çıktıkları ender zamanlarda sakin bir yerde yemek yemeyi veya ev ortamında dostlarıyla paylaşmaktan mutluluk duyuyorlar. Arkadaş ve dost çevrelerini tıp dışı insanlar arasından seçmeye özen gösteren Gülgönenler, sürekli tıp kongreleri ve konferanslarına gittikleri için dünyanın beş kıtasında çok sayıda dosta sahipler. Turistik amaçlı gezilerden hiç mi hiç hoşlanmayan Prof. Dr. Gülgönen, "Dünyanın beş kıtasında ameliyat yaptım. Ama hiç turistik seyehat yapmadım. Bir turist kafilesinde yer almak yerine, o ülkeden dostlarımızın olmasını tercih ederim."
|
|
|
|
|
|
|
|
|