| |
|
|
Sağcılarla solcular karıştı
BİZ Karl Marx'ın, 'Bütün ülkelerin işçileri birleşin' sözüyle büyüdük. Hem ulusal, hem de uluslararası planda sağcıların sağcılarla, solcuların solcularla ittifak kurmasına alıştık. Bize bu gayet normal, olağan geldi... Bugünlerde ise çok tuhaf şeyler oluyor. Alıştığımız, tanıdığımız görüntülerin, ittifakların tersine şahit oluyoruz. Son örnek Kıbrıs'tan. Biliyorsunuz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde kritik bir seçim olacak. Hem orada, hem de burada Denktaş'ı destekleyen ya da gitmesini isteyenler var. Bu durumda ne beklersiniz? Eski kavramlarla baktığınızda, sağcıların sağcıları, solcuların solcuları desteklemesini değil mi? Peki Kıbrıs'ın sağcıları kimi destekliyor? Denktaş'ı... Bakın bu kamplaşmanın ardındaki mantığı Türkiye'nin üst düzey bir güvenlik görevlisi nasıl ifade etmiş: "100 bin Türk, 300 bin Rum'un mallarına el koydu. Bu evleri, arsaları alanlar sağcı oldu, bu pastadan pay alamayanlar solcu. Kıbrıs'ta iç politika bundan ibarettir." (Aktaran: İsmet Berkan, Radikal, 9 Ağustos) Şimdi dönelim Türkiye'ye bakalım. Denktaş'ı burada kim destekliyor? Bürokrasinin ve klasik milliyetçilerin yanı sıra... Yekta Güngör Özden'den Attila İlhan'a, Nejat Yavaşoğulları'ndan Vedat Günyol'a; kendisini 'solcu', 'ortanın solunda', 'demokratik solcu' ya da 'sosyal demokrat' diye adlandıranlar. Ne kadar ilginç değil mi? Yoksa "Bizde siyaset ayaklarının değil başının üstünde durur; Türkiye'de aslında sağcılar solcu, solcular sağcıdır" diyen rahmetli İdris Küçükömer hoca haklı mıydı?
|