Büyük hırsları olanlar mutluluğu ıskalıyor
Her şeyi dert edinmeyip, ellerindeki ile mutlu olabilenler huzurlu ve uzun yaşıyor. Tıpkı, Anadolu'daki çoban dostum gibi...
1972 yılında Doğu Anadolu'nun çok geri kalmış bir kasabasında bir yıl doktorluk yaptım. Köylüsüyle beraber 50 bin nüfusu olan bu kasabanın kışları çok uzun ve soğuk, yazları ise sıcak ve kısa idi. Köylüler ilkel ama mutlu bir yaşam sürdürüyordu. Herkes birbirini sever, sayardı ve büyük bir dayanışma içindeydi. Üç ayda bir kasabaya gelen bir çoban dostum vardı. Onunla sohbet etmekten çok büyük zevk alırdım. Aslında konuşacak çok bir şeyi de yoktu. Türkçe'yi askerde öğrenmiş. Bir hanımı, üç çocuğu vardı, bir de her gün otlamaya götürdüğü, kendisinin olmayan 300 koyunu. Çok mutluydu. Kasabaya geldiğinde hanımına ve çocuklarına aldıklarını tek tek bana gösterirdi. Onları anlatırken duyduğu heyecanı ve gözlerindeki mutluluğu kıskanırdım. Eğer ailesine aldıklarından sonra parası arttıysa, onunla da kendisine bir paket filtreli sigara alırdı. Çobanın dünyası çok küçük ama mutluluğu çok büyüktü. Ağzından kötümser, karamsar bir kelime duymadım. Hep iyimser ve mutluydu, çünkü stres yapacak kaynağı yoktu. Çocukluk yıllarımdan beri tanıdığım bir dostum var. Lisede imtihanlara girerken heyecandan şarkı söylerdi. İmtihan kâğıdını bitirince de ishal olur, tuvalete zor yetişirdi. Yani her şeyi stresten yapardı. Derken ayrı şehirlerde ayrı üniversitelere gittik. Ben doktor oldum, o mühendis. İki yıl önce rastladım, çok başarılı olmuş, fabrikaları, yüzlerce çalışanı var. O "İşler kötü" diyor ama mal varlığının haddi hesabı yok. Krize rağmen ihracatla işlerini birkaç misli artırmış. Duramıyorum," diyor, bir işi yoluna koyunca bir yenisine başlıyormuş. Şirketlerinin sayısını o da bilmiyor. Ona göre, her şey problem. Gece birkaç saatten fazla uyuyamıyor. Feci şişmanlamış, gözleri ancak yüksek derecede gözlükle görebiliyor, kolesterolü, şekeri yüksekmiş, tansiyonu da yükseliyormuş, saçlar gitmiş, en az yetmiş yaşında gösteriyor.
GERİLİMİ AZALTIN Bu arkadaşım iyi kötü her şeyi stres yapıyor, her an patlayacak bir volkan gibi, hiçbir hobisi yok, kimseyle, hatta ailesiyle bile görüşecek vakti yok. "Yazık" dedim, gerçekten çok acıdım, çünkü başarılarının kendisine hiçbir yararı olmamış. Her şeyi stres yapıp iyice yaşlanmış. Günümüzde stres kaynaklarının haddi hesabı yok. Stres ne kadar yaşlandırıyorsa; gevşeme, aldırmama, dert edinmeme de o kadar genç tutar. Günlük yaşamımızda bizi geren, sinirlendiren hadiseleri tek tek tespit edip, mümkün olduğu kadar bunlar karşısındaki sinirsel gerginliklerimizi azaltmalıyız.
|