| |
|
|
Yapılan gerçekten din eğitimi mi?..
Bu ülke aydınlarının büyük bir bölümü demokrat.. Bir bölümü inançlı demokrat.. Amaçları demokrasi.. Bir bölümü, takiyeci.. Demokrasi onlar için araç.. Amaçlarına ancak demokrasi sayesinde ulaşacaklarını biliyorlar. Günümüzde müthiş bir araç, amaç karmaşası var.. Demokrasiye yürekten inananlar, sadece araç olarak kullananlara nasıl alet olduklarının farkında değiller.
***
Bu ülkede demokratların en önde koşanlarından Ergun Babahan'ın "Kuran Kursları" başlıklı yazısını dikkatle okudum. Ergun, yeni Kuran Kursları yönetmeliğini "Çocuklar ve gençlerin din eğitimini devlet denetimi altında görmeleri" kabul ediyor ve "Bu sistem bizde Taliban kafalarının yetişmesini engelleyecektir. Bu nedenle Diyanet İşleri'nin Kuran Kursları ile ilgili kararının çok yerinde olduğunu düşünüyorum" diyor. Ekliyor.. "Çocukların din eğitimi ailelerin bir tercihidir. Bu eğitimin doğru mecrada verilmesi ise çok önemlidir" diyor. Saf ve temiz bir demokrat kafadan başka türlü bir bakış çıkması mümkün mü?. Ne var ki, ülkemizin ortamı, Ergun'un kafası kadar saf ve temiz değil.. Eğer ben derhal tedavi görmesi gereken bir paranoyak değilsem, alınan karar, Cumhuriyeti felakete götürecek, Türkiye'yi İran yapacak, geleceğin Taliban'- ını yetiştirecek adımların bir tanesidir.
***
Türkiye, çocuklarına din eğitimi vermek isteyen aileler için bugün zaten cennettir. İlk ve orta öğretimde din zorunlu derslerdendir. Bu dersleri yeterli görmeyen aileler için İmam Hatip Liseleri, dünyanın hiçbir laik ülkesinde görülmedik derecede yaygındır. Ülke eğitimcileri ve sosyal bilimcileri "Bu kadar İmam Hatip okuluna gerek var mı" tartışması yaparken, AKP Hükümeti mevcudu az bulmuş ve Anadolu İmam Hatip Liseleri'nin kontenjanlarını yüzde 66 artırmıştır. Anadolu Liseleri'nde artış yüzde 8, Fen Liseleri'nde yüzde 4 olarak belirlenirken üstelik. Bu liselerden mezun olanların yolu alabildiğine açıktır. Bugün ülkenin başbakanı İmam Hatip mezunudur. Yüksek eğitimde İlahiyat Fakülteleri yurt çapında yaygındır. Saydığım tüm bu eğitim, devlet tarafından, en azından devlet kontrolünde verilmektedir. Şimdi tüm bu yaygın din eğitiminin nesi yeterli görülmemektedir ki, Kuran Kursları'- nın bu kadar yayılmasına, genişlemesine izin verilmektedir?. Ergun'un en büyük yanılgısı, Kuran Kursları'nın bir "Din Eğitimi" kabul etmesidir. Kuran Kursları din eğitimi vermezler. Kuran'ı, hem de Arapça ezberletirler. 6 yaşındaki çocuk, söylediklerinin kelimesini anlamadan ezberler. Adı üstünde "Hafız"lar. Ezberin bir eğitim değil, bir beyin yıkama aracı olduğunu bilmek için, pedagoji diplomaları almaya gerek yok. Henüz gelişmemiş bir beynin ne kadar kolay yıkanabileceğini düşünün. Mehmet Barlas, Ergun'dan bir gün önce HSBC bombacısı İlyas Kuncak'ın oğlu ile Milliyet'in yaptığı söyleşiden alıntılar yapmıştı: "Sinagog saldırılarına evde büyük tepki olmadı. Çünkü Yahudiler'e yapıldı. Zaten Kuran'ı Kerim'de 'Yahudiler'i dost edinmeyin' diyor." Yahudiler'e açtığı kucakla tarihe geçen Osmanlı'nın mirasçısı Cumhuriyet Türkiyesi'nde 21. yüzyılda yaşayan bu gencin beynine Yahudi öldükçe sevinme fikri acaba nerede, nasıl kazınmış olabilir?.. Barlas bu açıklamalara AKP Hükumeti'- nin sorumlu bakanlarının zerre tepki göstermediklerinden yakınıyordu. Çeçenistan'da bombalanan trene de tepki göstermedikleri gibi..
***
Danıştay, benzeri bir yönetmeliği 1998 yılında iptal ederken "Kuran kurslarına 8 yıllık eğitimi tamamlayanlar gidebilir. Aksi durum temel eğitimin ruhuna aykırı olur. Kuran Kursu'na katılmaya öğrenci kendi iradesi ile karar vermelidir, bu da ancak temel eğitim almasından sonra mümkün olabilir. Hafta sonlarında kurs düzenlemek öğrencilerin sağlığı ve eğitimleri açısından sakıncalıdır" gerekçelerini ileri sürmüştü. Bu gerekçeler aynen dururken, ayni yönetmeliği tekrar pişirip gündeme oturtmanın anlamını iyi düşünmek gerek.
***
Ergun kararın çok yerinde olduğunu söylüyor. Ben Cumhuriyet'in temellerine bağlanan dinamitlerden biri olarak görüyorum. Çünkü ben beyin yıkamanın, ezber metotlarının fevkalade tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Köktendincilik ve onun yarattığı terör, dinin hiç gelişmemiş beyinlere çok yanlış ve yönlendirici yerleştirilmesinden kaynaklanıyor. Ben kafa yeterli hazırlığa ulaşınca, hiçbir eğitime karşı çıkmam. Ama 6 yaşındaki ezbere ve beyin yıkamaya alkış tutamam.. Böylesi eğitimi kimin eliyle nasıl yapılırsa yapılsın kabul edemem.. Hele bir de kötü niyetlilerin eline geçerse.. Ailesi öyle istiyor diye, daha hiç gelişmemiş bir beynin ezberlerle yıkanmasına da "Demokrasi" diyemem. Kaldı ki, ben Cumhuriyetçiyim. Demokrat değil. Genel Yayın Müdürümle bu defa çok, hem de çok farklı düşünüyoruz. Yürekten dilerim o haklı çıkar.. Çünkü ben haklı çıkarsam, haklı olduğumun anlaşıldığı gün öyle bir geri dönülmez noktaya ulaşmış oluruz ki!..
|