| |
|
|
Muhbir vatandaşın köşe yazarı..
Bay B.G. Avukat.. Adını yazmıyorum.. Avukat değil, okur olarak yazmış. Bu yüzden işe baroyu falan sokmanın alemi yok.. Avukatlığını açıklamam, okulu ve kültür düzeyi hakkında fikir sahibi olmanız için.. Bir hukuk adamı olduğunu bilmeniz yararlı olacaktır. Bay B.G. bir muhbir.. Niye?.. Benim yazılarımla ilgili görüşlerini bana değil, Ahmet Hakan'a yazıyor da ondan.. Niye yazıyor.. Hıncal Uluç, Ahmet Hakan'ın bir yazısına takıldı ya.. "Hıncal Uluç'un önemli kişilerle ahbablığı vardır, önemli yerlerde iyi ağırlanır. Bu vesile ile kendisi ile ilgili bir noktayı sizinle paylaşmak istedim" diyor.. Yani.. "Ahmet Hakan Üstad, işte seni eleştiren Hıncal'ın iç yüzü.. Yaz bunları parala.." Efendim Bay B.G. gece gezmelerinde üç kez bana rastlamış ve ertesi gün heyecanla Sabah'a sarılmış.. "Yazacak mı" demiş de içinden.. "Yazdı" diyor.. "Üçünü de yazdı.." Benim muhteşem zekalı dostum.. Hıncal'ın yerinin konsepti bu.. Konsept nedir bilir misin?.. Yani ben yaşadıklarımı yazarım.. Gittiklerimi, gördüklerimi, okuduklarımı, dinlediklerimi, dokunduklarımı, tattıklarımı, kokladıklarımı, düşündüklerimi.. Nasıl yazmışım peki bu üç yeri.. "Birisi Daily News'du. Yazının içeriğini hatırlamıyorum.." diyor. Ben hatırlıyorum. Fevkalade övmüştüm. Hem de sahibi Özcan'ın en yakın arkadaşım olduğunu da yazarak. "Diğeri Q Caz'da Dr. Ferhat'tı ki, o gece çok güzeldi. O da öyle yazdı zaten." Buraya kadar iyi.. Asıl haltı üçüncüde etmişiz.. "Ancak bir diğeri Günay Restoran'dı. Nükhet Duru Cenk Eren.. Böylesine kötü bir organizasyon, kötü bir servis ve yemek düzeni olamazdı. Hıncal Uluç ertesi gün yazısında o yerle ilgili bir övgü, bir övgü anlatamam.." Nükhet Duru-Cenk Eren geçen yılın en flaş şovu idi. Bütün bir kış Günay'ı doldurdular. Yazın da Çeşme'de ful çaktılar. Yemekler ve servise gelince.. Günay'ın yemekleri ve servisi yıllardan beri en güçlü yanıdır. Yemek ve servisten ödün vermemek için Günay, genelde sadece kışları açık olduğu halde, elemanlarını bütün yıl kadrosunda tutar. Günay'ın servisi ve yemekleri, özetle Günay adı bir markadır. Bakın bu yaz ne oldu?.. Çeşme'deki Beach işletmecilerinden biri restoranlarından birini Günay'a teklif etti. Nükhet-Cenk şovu ile gittiler.. Üç hafta geçmeden Günay, geri döndü. Ne olduğunu sordum.. "Konuşmamızda mutfak ve servis ekibimi getireceğim konusunda anlaşmıştık. Ama baktım, iş başladıktan sonra hiç oralı değil.. Çekildim.." "Yahu sen, anlaşmada yazılı paranı almıyor muydun?.." "Alıyordum, ama 40 yılda yaptığım Günay adını üç kuruşa satamam. Para her şey değil Hıncal.. Oradaki yemek ve servis benim adımı taşıyamadı." Günay işte bu adam ve yıllardan beri kaliteyi koruyarak ayakta kalmaya çalışan tek gece kulübü.. Bunun bedelini de ödüyor. Karı geçin. Galatasaray gibi, imajı parladıkça borcu artıyor. Her yıl borç hanesine önemli rakamlar ekleniyor. Ve ben Günay'ı yıllardır "SİT" yani korunması gereken İstanbul Yeri ilan ettim. Her türlü desteği vereceğimi yazdım.. Hem de kaç defa.. Şimdi Bay muhbir, Ahmet Hakan'a aynen şöyle yazıyor: "Şimdi merak ediyorum. Hıncal'dan böyle gecelerde hesap alıyorlar mı?. Veya böyle bir yazı sonrasında kendisine bir şekilde teşekkür ediliyor mu?.." Bay B.G'nin onur ve şeref derecesine bakın.. Ahmet Hakan'ı tuzağa düşürecek. O da köşesinde "Hıncal para alarak övgü yazıları yazıyor" diyecek.. Ahmet demedi.. İşte ben diyorum Bay B.G. İşte Ahmet'e muhbirlik yazınızı ben kendi köşemde yayınlıyorum.. Sabah gibi bir gazetenin bir köşe yazarının, bir yemeğe satılabileceğini düşünen o çirkin kafaya "Herkesi nasıl bilirsin" deme gereği dahi duymuyorum.. Muhbir vatandaşlığın baş özelliğidir, sapık ithamlarda bulunmak.. Hıncal ile parayı yan yana getirmek isteyenler ağızlarını kırk kez çalkalamalı.. Hıncal'a bugüne dek teklif edilen paraları herkes biliyor. Onları nasıl kibarca reddettiğini de.. Bu yüzden aldığı teklifler ulaşılmaz rakamlara ulaşıyor. Bu yüzden Hıncal en pahalı gazeteci oluyor.. Aldığı, kazandıkları değil, reddettikleri ile en pahalı.. Muhbir vatandaş, mektubunun sonuna bir de not eklemiş.. "Bakın şimdi Pirelli takvimlerinin sunumu için davet edilmiş.. Tabii ki.. National Geografic tarafından davet edilecek değil ya.." Ne kadar mükemmel bir zekadan çıkmış bir aşağılama cümlesi.. Böyle bir zekaya ve inceliğe şapka çıkarılır.. Bay B.G. Londra'ya gidip geldiğimi biliyor. Pirelli takvimlerini nasıl yerin dibine soktuğumu da okumuştur herhalde.. Verdikleri ücreti beğenmedim de..
|