| |
İki ayrı G.Saray
G.Saray, Dortmund'da bir zafer gecesi yaşadı. Birinci devre Mondragon, ikinci devre Hakan Şükür, G.Saray'ın Şampiyonlar Ligi iddiasını son maça taşımasının kahramanları oldular. Tıpkı Malatya maçında olduğu gibi iki ayrı devrede, yine iki ayrı G.Saray izledik. Ama bu defa tam tersine. İlk yarı Daum'un deyişiyle kalede Mondragon değil başkası olsaydı skor tabelası kaç yazardı düşünmek bile istemiyorum. Turgay Şeren'in Berlin maçından bu yana yine Almanya sınırları içinde bir Türk takımının kalecisi resmen bir maçın kaderini değiştirdi. İkinci yarıda bu defa orta sahada oyuna hakim takım G.Saray'dı ve bu takımın santrforu, G.Saray'daki eski günlerini hatırlatan iki muhteşem gol atarak skoru bağladı. Hakem, penaltıyı verse ki tereddütsüz bir penaltı bu, bir defa girişi ölçüsüz ve kontrolsüz ve gole giden Ergün'ün iki bacağına birden çelme yani iki penaltı var ve de Berkant ve de Ergün, o golleri kaçırmasalardı ikinci yarıda Juventus'un hezimetini yazardık. İlk yarı ile ikinci yarının arasındaki fark neydi? G.Saray'ın düşüncesi. Oyun düşüncesi yanlıştı. İki sağ bek Tamas ve Prates, iki sol bek Hakan Ünsal ve Ergün, iki stoper De Boer ve Orhan Ak, gereğinden fazla savunma adamı. Ama gereğinden fazla savunma adamı olduğu için herkes kendini ileriye çıkma konusunda özgür hissettiğinden sağ ve soldan gelen hem de bomboş gelen yığınla Juventus akını. Şimdi sağda hem Tamas hem Prates varken Sabri de o kanatta oynayınca üçü üst üste düşmeye başladı. Fatih Terim bu defa müdahale etmek için Malatya maçındaki gibi 80.dakikayı beklemedi ve sağ kanattaki fazlalığı eksiltti. Ben olsam Prates'i değil Tamas'ı alırdım. Ama Fatih Hoca'nın Tamas merakı devam ediyor.. Ve Hasan Şaş oyuna girdi. Bu defa da solda Hakan, Ergün ve Hasan üst üste düşer diye düşünüyorduk. O hataya girilmedi. Ergün ortaya kaydı. Hasan da fevkalade hareketli oynayarak Juventus savunmasını dağıtmaya başladı. G.Saray'ın iki golünde de Hasan Şaş var. İlk golde ileri çıkan Hakan Ünsal'ın önüne topu bıraktı. O da çok güzel kesti ve ön direğe gelen Hakan Şükür ilk yarıda yine ön direkte kaçırdığı golü affettirecek harika bir kafa şutu attı. İkinci golde Hasan'ın ara pası tam bir gol asistiydi. Morali fevkalade yüksek Hakan fevkalade akıllı kullandı; gollerini ikiledi. Torinolular, büyük takımlarına iki gol atan Hakan'ı herhalde acı acı hatırlamış olmalılar.
Ve kader maçı Real Sociedad. Juventus maçının dışarıda oynanmasının G.Saray'ın fevkalade lehine olduğu düşüncesindeyim. İstanbul'da Olimpiyat Stadı'nda bu heyecanın oluşacağını sanmıyorum. 10 bin kişiye oynayabilirdi G.Saray. Oysa G.Saray'a aç Avrupalı kardeşlerimiz stadyumu tıklım tıklım doldurdu; 90 dakika boyunca tezahürat yaptı. UEFA'nın haksız kararı G.Saray'ı aşırı motive etmişti. Üçüncüsü G.Saray'ın yabancı bir sahada Juventus'u yenebileceğini gördü. Dortmund'da Juventus'u yenenler artık San Sebastian'da İspanya Ligi'nin sondan üçüncüsü önüne çok daha yüksek moralle çıkacaklar. Ve Sociedad'ın en büyük gol silahı Kovaçeviç kart cezalısı. Yani yurt dışında Juve'yi yenmiş G.Saray'ın morali Sociedad'ı da geçer diye düşünüyorum.
|