|
|
|
|
Kalp krizi kalıtsal mı?
Değerli okurlar, tıp dünyasında, her zaman doğruluğuna inanılan ama henüz tüm bağlantıları ile ortaya konulamamış varsayımlar mevcuttur. Bunlardan birisi, belki de en önemlisi; kalp krizi ile genlerin ilgisidir. Ne mutlu ki; insan genom projesinin tamamlanması ve DNA'nın biraz da olsa sırlarını ele vermesi ile genlerin hastalıklarla olan ilişkileri birbiri ardına çözülmeye başlanmıştır. Bugün, kalp krizi ile genlerin bağlantısını doğrulayan üç ayrı çalışmadan bahsedeceğim. Birincisi Cleveland'da yapılıp 28 Kasım'da, en saygın dergilerden Science'da yayınlanan bir makale. Iowa'da nesiller boyunca kalp krizinin sık rastlandığı bir ailede yapılan araştırmalar sonucu, hasarlı MEF2A geni keşfedilmiş. Bu gen üzerinde, normalde bulunması gereken amino asit dizisinde yedi tane eksiklik söz konusu. Bu eksiklik, kalp damarlarında tıkanıklıkların oluşmasını engelleyen mekanizmaları bozuyor.
KROMOZOM HATASI Araştırmayı yapan ekipten Dr. Topol, MEF2A geninde bu bozukluk olan kişilerin kesinlikle zaman içinde koroner damar hastalığına ya da kalp krizine maruz kalacağını söylemektedir. Bu gen damar cidar hücrelerini etkileyen yüzlerce geni kontrol eden bir protein yapıyor. Buna karşın şu açıktır ki, her insanda olduğu gibi kilo, tansiyon ve beslenme kontrolü bu grupta da kalp hastalıklarını olabildiğince geciktirmektedir. Bir diğer yazı, ESR1 ve ESR2 alıcıları ile ilgili. Bunlar, hem erkekte hem de kadında bulunurlar ve östrojen hormonun algılayıcısı olarak çalışırlar. Bir görev olarak da; insanı kalp krizinden koruyan bazı faktörleri genetik olarak kontrol ederler. Bu reseptörlerde ortaya çıkabilen değişiklikler kalp krizi riskini üç katına çıkarır, ama sadece erkeklerde... 5 Kasım'da JAMA'da yayınlanan bu çalışma yaklaşık 1500 kişi üzerinde yapılmış ve deneklerin yüzde 20'sinde ESR1 genini taşıyan kromozomda hata tespit edilmiş. Kadınlar üzerinde nasıl bir etkisi olduğu ise tam değerlendirilememiş.
ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR Bu çalışma sonucunda, ESR1 genindeki hata ile koroner kalp hastalığı arasındaki bağlantı ortaya konulmuş olmakla birlikte, bu mekanizmanın nasıl çalıştığı henüz belirgin değildir. Son yazı ise, "süper HDL"ye dair. Bundan otuz yıl önce, İtalya'nın küçük bir köyünde iyi kolesterol olarak bilinen HDL değerleri çok düşük olmasına rağmen, son derece sağlıklı olan kırk kişi tespit edilmiş. Bildiğiniz gibi, HDL damar sertliğine engel olur. İncelenip görülmüş ki, bu insanlarda HDL'yi oluşturan parçalardan biri olan Apolipoprotein A-1, başka insanlarda olduğundan farklı. Buna, ilk defa Milano'da bulunduğu için bu süper "HDL'ye Apo A-1 Milano" adı verilmiş. Bir laboratuvar tarafından sentetik olarak üretilen Apo A-1 Milano, önce hayvanlarda denenmiş ve damarlardaki tıkanıklığı ortadan kaldırıcı etkisi görüldükten sonra, insanlar üzerinde çalışmalara başlanmış.
TEDAVİ YERİNE TEDBİR Koroner damarlarında tıkanıklık olan bir grup hastaya Apo A-1 Milano verilirken, diğerlerine sadece tuzlu su uygulanmış, beş haftanın sonunda ilaç verilen kişilerde damar tıkanıklıklarının şaşırtıcı derecede azaldığı görülmüş. Kötü kolesterolü düşürmeye yönelik klasik tedaviye yeni bir yön verecek bu yaklaşım, kalp hastalarına yeni umutlar vaat etmekle birlikte, henüz klinik olarak uygulamaya konulacak seviyeye gelmemiştir. Ama asıl olan; hastalıkları tedavi edecek yeni yöntemlerin ötesinde, hastalanmamak üzere sağlıklı yaşamayı öğrenmektir. Sağlıkla kalın.
|
|
|
|
|
|
|
|
|