| |
|
|
Sigarayı bırakmak yerine Fener’i bırakmak meselesi
Bazen bir yazıyı okurken, yazanın ruh haleti ile sizinkinin, izdüşümü içinde olduğunu hissedersiniz. Dünkü Radikal'de, Mahfi Eğilmez, "Sigara ve Fenerbahçe" başlığıyla, şunları yazıyordu: - Yaklaşık 14 ay oldu sigarayı bırakalı. Hiçbir yararını görmedim. Ne nefesim açıldı, ne de merdivenleri üçer beşer çıkar oldum. Tam tersine iştahım açıldı, 5- 6 kilo aldım. Ben 5-6 yaşından beri Fenerbahçeliyim. Yani yarım yüzyıldır bu takımın taraftarıyım.. Ben yarım yüzyıla yaklaşan taraftarlığımda Fenerbahçe'yi bu kadar kötü görmedim.. Bu takım insanı hasta ediyor. Sigarayı bırakacağıma Fenerbahçe'yi bırakmış olsaydım sağlık açısından daha büyük yararlar sağlardım herhalde.. Mahfi Eğilmez'in bu yazısının, benim gönül ve akıl tellerimi neden titrettiği konusuna gelince.. Tabii ki meselenin özünde "Sigarayı bırakmak" var. Fenerbahçe'yi bırakmam hiç söz konusu değil. Fenerbahçe'yi hayatımda tutmadım. Şimdi Basın Konseyi'nin örgütlediği gazeteciler, terörizmin haberleştirilmesine kurallar getirdiler ya. Mesela bunlara göre, teröristler için "militan" benzeri övücü ve yüceltici sıfatlar kullanılmayacakmış. "Militanlık", sözlük anlamı ile bir siyasi örgütte veya sendikada, bir görüşün egemen olması için eylem koyan kişilerin durumudur.. Ben, yaşamım boyunca öylesine militan Fenerbahçe taraftarları gördüm ki, bunun "sportmenlik" kavramı ile uzlaşması mümkün değildi. Ben light Galatasaraylıyım. Tabii ki Gaziantep'liyim.. Ve babamın İstanbul Liseli olmasından ötürü de, İstanbulspor'un aldığı iyi sonuçlardan sevinirim. Yani, Mahfi Eğilmez'in sigara tiryakiliğinden sonra ikinci tutkusu olan bir futbol kulübüne saplantılı bağımlılık, bende yok. Ama sigarayı bırakmak, benim de yaşamak zorunda olduğum bir süreç şeklinde, önümde duruyor. Sigarayı bırakacağıma, namusum üzerine, hem de bir topluluk önünde söz verdim. Geçen akşamlardan birinde, Şule ve Umur Talu'nun evinde yemekteydik. Sunay ve Ergun Babahan ile Salih Memecan da vardı yemekte. Laf lafı açtı, Umur Talu ve ben sigaraları yakıp, tüttürmeye başladık. Salih Memecan, hiç de nazik olmayan bir üslupla bana döndü, - Mehmet Bey, size sigara içmek hiç yakışmıyor, dedi. Sonra sigara düşmanlarının ağzında ne laf varsa, arkası arkasına sıraladı. Ben bu tür düşüncelere karşı dirençliyim.. Bir kez, bir sigara bıraktırma uzmanı doktoru, televizyon programıma konuk etmiştim. O doktora sorular sormadan önce nikotinin faydalarını sıraladım. - Nikotin damar daralttığı (vazokonstrüktör) için, migren sancılarını hafifletir. - Nikotin, bağırsak hareketlerini düzenlediği için, özellikle kolitte, ilaç gibidir. Öylesine içten konuştum ki, sonunda, sigara bıraktırma uzmanının bir özür dilemediği kaldı. Neyse.. Salih Memecan'ın o akşamki yüklenişine ve militan sigara düşmanlığına karşı, fazla bir şey söylemedim. Çünkü, eşim Canan Barlas da, Salih Memecan'ı destekleyen bakış ve sözlerle, işi körüklüyordu. Sonunda sıkıldım. - Tamam, söz veriyorum. Kızım Ela doğum yaptığı gün, sigarayı bırakıyorum. Namus sözü bu, demişim. O sırada, torunumun doğumuna birkaç ay vardı. Şimdi doğum yaklaşıyor.. 2-3 hafta içinde, bir erkek torun gelecek. Ve Salih Memecan e-maille, her gün "namus sözü"nü hatırlatıyor. Keşke ben de, Mahfi Eğilmez gibi Fenerbahçeli olsaydım. Sigara yerine, Fenerbahçe'yi bırakırdım. İşte bazı yazılar, insanın gönül ve akıl tellerini böyle titretiyor.
|