Kaleci sorunu
İkinci yarısı müthiş bir mücadeleye sahne olan derbide, Beşiktaş istediğini elde eden taraf oldu. Daum, son iki haftadaki garip takım tertiplerinden vazgeçerek eldeki imkanlarla en doğru seçimi yapmıştı. Selçuk ile Ümit'i orta sahanın ortasında görevlendirdi. Defans blokunda tek zorunlu değişiklik, Fatih'in yokluğunda sağ kulvara Ali Güneş'in monte edilmesiydi. Mutlak galibiyete ihtiyacı olan F.Bahçe, seyirci desteğini de arkasına alarak oyuna tempolu başladı. Çabuk, çok adamlı ataklar geliştirmeye çalıştılar. Ancak kolektif bütünlük yoktu. Bu baskı kısa sürdü, oyun dengelendi, alan genişledi. Derbi klasiği içinde F.Bahçe defans güvencesini ihmal etmediğinden hücum gücü düştü. İki takım da pas hatalarıyla organize olamazken, devrede tek pozisyon yaşandı; bunu da Sergen atamadı. İkinci yarıda Daum doğru bir değişiklik yaptı. Çünkü Ali her an ikinci kartı görebilirdi. Yusuf'u alıp, Ümit'i sağ kulvara çekti. Ancak bir duran topta kaleci Recep'in büyük hatası, Sergen'in kaliteli vuruşuyla gole dönüşünce, skor dezavantajına düşüldü. Artık işler iyice zorlaşmıştı. Beşiktaş kolay pozisyon vermeyen, geride iyi yerleşen bir takımdı. Ama bir anda sahneye Tuncay çıktı. Eski günlerini anımsatan çabukluklarını, driplinglerini ve hücum presini ortaya koydu. Kısa süreler içinde Hooijdonk'a iki gol attırdı. Bu F.Bahçe'ye büyük moral getirirken, hırsı da artırdı. Ama bir duran toptan Recep yine hata yapınca beraberlik golü geldi. Bundan sonra da fazla yapacak bir şey kalmadı.
***
Bu maç bir kere daha gösterdi ki, büyük takım genç ve acemi kalecilere kalesini teslim edemez. Daum'un dün en büyük yanlışı Recep'in formsuzluğuna rağmen Volkan'a görev vermeyişiydi. Ayrıca Hooidonk'un yeterli gol atamamasının sebebi de her zaman söylediğimiz gibi F.Bahçe'nin kanat ataklarının yetersizliğiydi. Dün iki kere Tuncay kanattan asist yapınca, Hooijdonk da bunları değerlendirdi. Defans blokunda Tomas-Luciano ikilisi kusursuzdu. Aurelio oyunun tamamında çok faydalıydı. Tuncay da ikinci yarıda gerçek kimliğindeydi. Lucescu, yapısına ters düşen bir uygulama yaptı. Kolay maçlarda dahi düşünmediği Sergen-Tümer ikilisini zorluk derecesi yüksek bir deplasman derbisinde birarada sahaya çıkardı. Beşiktaş puan rahatlığı ve Lazio maçının yorgunluğu dolayısıyla istenilen düzeyde değildi. Bilhassa bu yorgunluk orta sahada Tayfur ve Giunti'yi olumsuz etkilemişti. Ayrıca takımın her zamanki lokomotifi İbrahim de ilk yarıda çok zorlanınca ikinci yarı oyundan düştü. Buna rağmen Beşiktaş ikinci yarıda kritik anda skor avantajı yakaladı. Lucescu burada önemli bir yanlış yaptı, golden sonra hemen Sergen-Pancu değişikliğine gitmesi gerekirdi. Bunu yapmadı, orada bütün riskleri alarak yenilgiyi kabullenmeyen rakip karşısında iki gol yediler. Sonra Lucescu bütün kozlarını oynadı ve Beşiktaş her zaman gole yakın oyuncusu Ahmed Hassan'la skoru dengelemeyi başardı. Bu arada Lucescu hiçbir şey yapmayan İlhan Mansız'ı da sahada tuttu. Lucescu iyi bir teknik direktör ama şans faktörünün de yanında olduğunu gözardı etmemek lazım. Beşiktaş'ın beraberliği kurtarmasının bir önemli nedeni de ligdeki puan rahatlığı ve kendilerine olan özgüvenleriydi. Hakem Serdar Tatlı'nın çaldığı düdüklerin hepsi doğruydu. Ama kart uygulamalarındaki büyük yanlışlıklar yönetimine gölge düşürdü. Alışılmış klasiğinin dışında erken ve gereksiz kartlar gösterdi. Ahmet ve Ali Güneş'e gösterdiği kartlar yanlıştı. Ardından İbrahim'e yaptığı harekette Ali Güneş'e ikinci sarıyı göstermesi gerekirdi. İkinci yarıda da Tuncay ile Luciano'nun mutlak kartı gerektiren hareketlerini es geçti.
|