kapat
21.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Yargılanması mümkün olmayan seçkinler

Evrensel ahlâk ve evrensel hukuk, bir ülkede bütün yurttaşların yasa önünde eşit olmasını ve suç işleyen herkesin yargılanabilmesini şart koşar.

Ama evrensel ölçekteki bu kural, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde işlemez.

Çünkü bu ülkeyi yönetenler "yargılanma tehlikesi"ne karşı her türlü tedbiri almış ve yalnız kendilerinin değil gelecek kuşakların da yargı denetiminden kurtulması için yasalara her türlü maddeyi yerleştirmiş.

Bu yüzden Türkiye'de "Suç işleyen herkes yargılanır" diyemiyorsunuz.

Bazıları yargılanır, bazıları yargılanmaz!

Çünkü bir takım kişilerin yargı önüne çıkması yasalarla engellenmiştir.

Kimlerdir bunlar?

Milletvekilleri, bakanlar, başbakanlar, bürokratlar, askerler, polisler, belediye başkanları, bankacılar; listeyi istediğiniz kadar uzatabilirsiniz.

Memurin Muhakematı Kanunu'ndan başlamak üzere birçok yasa, ülke yönetiminde katkısı olan herkesin yargıdan kurtarılması, yaptıklarının hesabını vermemesi ya da bir incelemeyle karşılaşmaması için hazırlanmıştır.

Değerli dostum Avukat Enver Nalbant'la sohbet ederken ilginç bir şey söyledi: "Zimmet, irktikap, kamu gücünü kötüye kullanma gibi suçlardan dolayı kimse yargılanamıyor; çünkü bu suçları işleyebilecek konumda olanlar zaten yargı denetimi dışında."

Öyle ya; halkın ne zimmetine geçirebileceği bir para var ortada, ne de elinde bir kamu gücü tutmakta.

Bu güce sahip olanlar ise yargılanamıyor.

Sonra Türkiye kalkıp kendisine "hukuk devleti" adını takıyor.

Suçluların bazılarını meclis yargıdan kaçırıyor, kimini mevcut yasalar, kimini izin alınması gereken makamlar.

Amaç belli: Yargıdan adam kaçırmak.

Hakim önüne çıkıp hesap vermemek.

Kaç bakan, klasörler dolusu "yolsuzluk" dosyaları nedeniyle koltuğunu kaybetti ama yargıya hesap vermedi.

Susurluk gibi, ülkenin belini kıran, geleceğini karartan bir çetenin bile ancak "yargılanması uygun görülen üyeleri" yani "küçük balıklar" hakim önüne çıktı. Ağababaları hâlâ aba altından sopa göstermeye devam ediyor.

***
Son günlerde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, bazı belediye başkanlarının yargı denetiminden kaçmalarıyla ilgili duruma neredeyse isyan ediyor.

O belediye başkanlarından biri de çıkıp; "Ben yargılanmak istiyorum. Madem ortada bu kadar iddia var; her şeyimi inceleyin. Servetimi, uygulamalarımı, ihalelerimi mercek altına alın. Benim korkacak bir şeyim yok." demiyor.

Bu bozuk düzenin yasal çarpıklığından yararlanıp sütre gerisine çekilerek, ışıkların altından kaçmaya çalışıyor.

***
Hiç kendimizi kandırmayalım. Bu ülkede yargı sadece bizler; yani kamu kimliği taşımayan yurttaşlar için geçerli.

Ülkeyi yönetenler sorumluluktan kaçmak için her türlü önlemi almış ve Türkiye Cumhuriyeti yasalarının üstüne çıkmış.

Zaten bu yüzden onca yazıya çiziye, eleştiriye ve soruya nanik yaparak cevap veriyor ve çevirdikleri dümenlere devam ediyorlar.

Yolsuzluklar Türkiye'nin belini kırdı, dışarıya avuç açar duruma düşürdü ama görev sürelerindeki icraatlarından ötürü yargılanan bir tek bakan, bir tek belediye başkanı yok maşallah!

Bu durum bana; yurttaşlar olarak "tuzağa düşürülmüş" olduğumuzu hatırlatıyor; ya size?



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır