Kibar, o günlerde PriceWaterhouse'a zararı tespit ettirmiş, mahkemeden de bilirkişi raporu çıkârtmıştı. Buna göre, Hyundai'nin 7.8 milyon dolarlık fiziki hasarı vardı. Ayrıca o dönemde yeni bir modelin üretimine geçme hazırlığındayken deprem yüzünden proje iptal olmuştu. Üstelik de üretim durmuştu. Bu nedenle de 9.8 milyon dolarlık kâr kaybı zararları oluşmuştu.
Sigorta şirketleri de boş durmamış, yurtdışından gelen uzmanlarına araştırma yaptırmış ve sonuç olarak fiziki hasarın, Hyundai'nin altına imza attığı muafiyet rakamının altında kaldığı için herhangi bir ödeme yapmayacaklarını açıklamış, kâr kaybı için ise pazarlıklara girişmişlerdi.
Görünen o ki, Ali Kibar, kâr kaybı zararı için 10 milyon dolar istemiş ancak 5.5 milyon dolara razı olmuş. Merak edenler için söyleyelim. Hyundai Assan'ın, kâr kaybı sigortası için ödediği toplam prim miktarı 18 bin 862 dolar.
Kimse başına böyle bir felaket gelsin istemez ama sigorta bilincinin önemi, bu örnekle de açıkça ortaya çıkmıyor mu?
İş dünyasında kâr kaybı sigortasından bihaber çok işadamı olduğuna eminim ama felaketlerin kapıyı ne zaman çalacağı hiç belli olmuyor. Tabii sigortadan tahsilatı vaktinde yapmak da önemli. Ama anladığım kadarıyla bu işlerde taraflar kolayca anlaşamıyor. Her şeye rağmen, otomobil satışlarında yaprağın kımıldamadığı şu günlerde, Hyundai'nin kasasına giren 5.5 milyon doların çok işe yarayacağına eminim.