Bir yıl önce.. Ulusal Program hazırladık..
Üç lider.. Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz altına imza attı..
Kısa vadeli hedefleri tek tek belirledik.. Bir yıl içinde bunları yapacağız dedik..
Ne için?..
AB ile tam üyelik görüşmelerini başlatabilmek için..
AB'ye tam üyeliği kim istiyor?..
Biz..
Peki ne yaptık?.
33 hedeften sadece 17'sini gerçekleştirebildik..
Yapacağız diye söz verdik, tutmadık..
Kime karşı?..
AB'ye değil.. Siyasetçiler, Türk halkına söz verdi..
Çünkü daha fazla insan hakları da, daha fazla özgürlük de, daha fazla demokrasi de bu halk için gerekliydi..
Ne Almanlar için..
Ne İngilizler için..
Ne Fransızlar için..
Demek ki AB'ye verilen sözler değil, Ulusal Programla Türk halkına verilen sözler tutulmadı..
Ama inanın şaşırtıcı değil.. Böyle olacağı daha başından belliydi..
Neden mi?..
Soruyorum.. Siyasetçiler verdiği sözü ne zaman tuttu?..
Hadi gelin bir örnek verin..
Son on yıla bakın.. Son 20 yıla bakın..
Partilerin seçim dönemi vaatlerini okuyun.. Sonra dönüp bakın, hangisini yapmışlar..
En somut gösterge..
Demirel, 1991 yılında Başbakan olmak istiyordu.. Vaat üstüne vaat yağdırdı..
Dönemin Maliye Bakanı merhum Adnan Kahveci üşenmedi, oturup hesapladı..
Demirel'in vaatlerini yerine getirmesi için 108 milyar dolar gerekiyordu..
Peki, Türkiye'nin 108 milyar doları var mıydı?..
Yoktu..
O zaman o sözlerin anlamı neydi?..
Günü kurtarma politikası..
19 Mart 2001.. Hükümet önümüze 33 hedef koydu.. Bunları yapacağım diye söz verdi..
Yaptı mı?..
Hayır.. Madem yapamayacaktı o zaman neden söz verdi..
Günü kurtarma politikası..
Siyaset bir tek IMF'e verdiği sözleri yerine getirdi..
İsteyerek değil.. Yaparız diye söz verdiler, günü kurtardılar.. Ama, sonra ayak sürüdüler..
Direndiler..
Baktılar ki pabuç pahalı..
Çaresiz, yapmak zorunda kaldılar..
Söz verip ertesi gün unutmak, savsaklamak, işi geçiştirmek siyaset yapmanın mayasında var..
Artık belli oldu.. Önce maya değişecek..
Başka çare yok..
Nasıl mı?..
Kolay.. Türkiye bu yılı ıskalamamak zorunda.. Aralık 2002'deki genişleme toplantısını kaçırmamak zorunda..
Çocuklarımızın geleceği buna bağlı..
Yapılacak tek şey var.. Eylülde sandığı ortaya koymak..
Tercihi seçmene bırakmak..