Hemen belirtelim, önerimiz bir "vergi affı" değil, "vergi barışı" paketidir. Cumhuriyet tarihinde ilk kez geçen yıl, vergi gelirleri faiz ödemelerini karşılayamadı. Vergi mükellefleri zor durumda. Devlet vergi mükellefinin en büyük ortağı. Hiç sermaye koymadan, işle ilgilenmeden, o işletmenin yıllık kazancının yaklaşık yüzde 50'sini vergi olarak alıyor. Kazanca ortak ama zarara değil...
Mükelleflerin, neredeyse tamamının vergilerle ilgili olarak başı dertte. Cumhuriyet tarihimizin en büyük krizinden, olumsuz yönde etkilenmeyen yok. Bu aşamada, hem mükellefi rahatlatan hem de Devlete katrilyonluk gelir sağlayacak, "vergi barışı"na ihtiyaç var. Önerdiğimiz devlete kaynak yaratan, vergi mükellefini rahatlatan en önemlisi, vergilerin ekonominin önünü tıkamasını önleyen morali tazeleyen, bir öneri paketi.
Vergisini ödeyenlerin de yararlanabilecekleri bu öneriler, milyonlarca mükellefi kapsıyor. Örneğin;
* Vergisini düzenli ödeyen bir mükellef incelenmiş ve kendisine vergi ve ceza kesilmiş. Bu durumda, onbinlerce mükellef var. İhtilaflı 130 bin dosya var. "Bunlar, ceza ve faiz indirimi ile tasfiye edilsin" diyoruz.
* Krizin de etkisiyle, ödenemeyen 8 katrilyon TL.'lik vergi, gecikme faizi ve gecikme zammı var. Bunların vergisi affedilmesin ancak yılda yüzde 180'i dahi bulabilen faiz nedeniyle, ödenemeyecek bir tutara ulaşan bu vergilerin "gecikme zammı ve gecikme faizlerinin yarısı silinsin, kalanı da verginin tamamı ile birlikte 18-20 ayda ödensin" diyoruz. Burada da bir vergi affı yok.
* Matrah artırımı olayında, vergi affı değil aksine ilave vergi ödenmesi gerekiyor. Maliye vergi mükelleflerinin zaten yüzde 1'ini ancak inceleyebiliyor. Diyoruz ki, geçmiş 4 yılın vergi matrahı yüzde 10-25 oranında artırılsın ve bunun üzerinden de Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi ve KDV ödensin. Buna karşılık ilave vergi ödenen yıllar vergi incelemesine tabi tutulmasın. Görüldüğü gibi, burada da vergi affı değil aksine "ilave vergi" ödenmesi sözkonusu.
* Bir başka önerimiz de vesikasız malların, demirbaş ve makinelerin belirli bir oranda vergisi ödenerek kayıt altına alınmasıyla ilgili. Burada da, af değil gelir sözkonusu.
* Son önerimiz de, "Mali Milat" ya da başka nedenlerle yurtdışına kaçan dövizlerin, yüzde 2'sinin vergi olarak ödenmesi koşuluyla, Türkiye'ye getirilmesine olanak sağlanması. Dövize en çok ihtiyaç duyduğumuz şu dönemde, eğer bir kolaylık sağlanmazsa, on milyarlarca dolar, yurtdışında kalır. Bu nedenle, yurtdışındaki dövizler için de bir "vergi barışı" gerekiyor.
Ayrıca, yeni mali milada geçiş öncesi, geçmişin sorunlarını sıfırlamak gerekiyor. Bunu yaparken de, af değil, ilave vergi alınacak. Böylece "bir taşla iki kuş" vurulmuş olacak.