Uluslararası toplantılara genellikle erkeklerin katılması, bu gizli kuralın parlamento toplantıları için bile geçerli olması konusunda eski Çalışma ve Çevre Bakanı İmren Aykut'un da söyleyecekleri var. Dün telefonda uzun bir görüşme yaptığım Aykut, Türkiye'nin geçmişte bu yüzden 'imaj sarsılması'nın da ötesinde nasıl hakarete uğradığını anlattı.

İmren Aykut, Türkiye'den giden heyetlere 3-4 yıl, 12+(Batı) Grubu'na da bir dönem başkanlık yaptığı IPU'nun önemini şöyle açıklıyor:

Bütün dünya ülkeleri parlamentolarından, bütün partilerin meclis içindeki oranlarına göre temsil edildiği bir birlik.. Latin Amerika, Afrika, Asya Pasifik, Arap-Magrip ve '12+' olmak üzere 5 bölümden oluşuyor. Aykut'un bugüne kadar ki ilk ve son Türk olarak başkanlık ettiği '12+' bütün Batı Avrupa Ülkeleri ile ABD, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda'yı içine alıyor ve her IPU toplantısı ayrı bir kıtada yapılıyor. O dönemde de Bosna-Hersek ve Kıbrıs konularında önemli kararlar alınmış.

İmren Aykut'un Çalışma Bakanı olduğu günlerde yine Türkiye Parlamentosu IPU toplantısına bir erkek milletvekili grubuyla katılmış. O kadar büyük bir tepkiyle karşılaşmışlar ve kendilerine "grupta mutlaka kadın parlamenter bulunması' şartı öyle çok hatırlatılmış ki mahcup şekilde dönmüş bizimkiler. Sonra da Çalışma Bakanı Aykut'a giderek 'Bir dahaki toplantıya siz de gelin lütfen' demişler. IPU kurallarına göre bakanlar toplantıya katılamadığı için İmren Hanım'a Şeref Konuğu daveti yapılmış ve Uruguay'daki toplantıya böylece bir kadın da gitmiş.

O dönemde Meclis'te bakan olmayan kadın milletvekili yok muydu acaba sorusunun cevabını kim verecek onu bilmiyoruz ama önemli değil.

Önemli olan, daha önce de tenkit edildiğimiz bir konuda aynı hatanın tekrarlanması. Siyasi partilerin, o toplantılara giden heyetlerin Türkiye'yi temsil ettiğini, yapılan tenkitlerin 'Ne lâf anlamaz millet bunlar' şeklinde Türkiye'ye yapılacağını gözardı etmeyi sürdürmesi..

Henüz zaman varken Fas'a gidecek grup, içinde en az iki kadın milletvekili olacak şekilde değiştirilmeli.

Bu geziler milletvekillerine seyahat fırsatı değildir. Ve bu Parlamento, yıllardır içinde en fazla kadın bulunduran parlamentodur (% . oranında, gülmeyin.)

Öncelikle Bülent Ecevit ve Mesut Yılmaz'ın adım atmasını bekliyoruz!

'İkinci adam' korkusu!
Ne zaman İmren Aykut ve İlhan Kesici gibi isimlerle konuşsam, onların siyaset dışında kalmaları beni uzun uzun düşündürür.

Bunu, bir süre önce İlhan Kesici'nin evinde, Ermenilerin soykırım iddialarını çürüten ve bu nedenle hakkında onlar tarafından davalar açılan ünlü tarihçi Bernard Lewis onuruna verilen yemekte de düşünmüştüm.

Kesici zaman zaman, soykırım iddiaları için "Bu, Ermenilerin tarihi kendilerine göre yorumlamasıdır" diyen İngiliz tarihçi Bernard Lewis'i, bazı yabancı yazar ve siyasetçileri de ağırladığı toplantılar yapıyor. Bu toplantıların kendisine olduğu kadar basın ve iş dünyasından davet ettiği isimlere de yararı oluyor.

İlhan Kesici de, İmren Aykut da son seçimde Meclis'e girmediler. Ama bu hiçbir şeyi değiştirmedi. Onlar aynı dinamizmle çalışmaya devam ediyorlar.

Burada benim dikkat çekmek istediğim nokta şu; başarılarına, halk tarafından sevilmelerine ve bir hata yapmamalarına rağmen neden elendiler? Onlar gibi entellektüel, dil bilen ve Türkçeyi de konuşabilen, yurt içinde ve dışında ülkeye yararı dokunacak isimler neden siyasette barınamıyor?

Partilerde neden halâ 'Ben genel başkanımla geldim, onunla giderim' demeyen 'ikinci adam'lar kalıcı olamıyor?

Cevap; "Partiler Kanunu"nda gizli..

Bir sonraki yazıda bunu inceleyelim!