Borsa şirketleri 2001 yılı bilançolarını açıkladı. Kriz yılının bilançoları son çeyrekteki toparlanmayla kapkara bir tablo ortaya çıkarmaktan kurtuldular. Son çeyrekte kurun belli bir oranda gerilemesi ve faizlerin düşüşü bilançolardaki büyük kötüleşmeyi önemli ölçüde törpüledi.
* Sanayide durum- Dün Sabah gazetesinde yer alan Hacer Gemici'nin haberinden 207 sanayi şirketi ile şu tespitleri yapmak mümkün:
* Şirketler krizde en büyük vurgunu faizden yemiş. Yıl içinde faiz oranlarının astronomik düzeylere çıkmasından dolayı kredi faizlerinde yaşanan yükselişler, şirketlerin finansman giderlerini ortalama yüzde 132 artırdı. Bu aynı zamanda kalemler arasında en yüksek oranlı artış.
Dolar bazında gerçekleşen bu artışta kur artışının da bir etkisi olmakla birlikte asıl faiz yükselmesi etkili. Şirketlerin 2000 yılındaki 2.1 milyar dolarlık finansman maliyeti 2001'de 2.7 milyar dolarlık artışla 4.8 milyar dolara çıktı.
* Şirketlerin toplam aktifleri 6.8 milyar dolar azaldı ve 19.2 milyar dolara indi. Bu yüzde 26'lık düşüşü ifade ediyor. Şirketlerin öz sermayeleri yüzde 47 ile yarı yarıya azaldı, 9.7 milyar dolardan 5.1 milyar dolara geriledi.
* Şirketlerin esas faaliyet kârlarında dolar bazında küçük oranlı bir düşüş yaşandı. Ya da şirketler asıl faaliyet alanlarında kârlılıklarını artırdılar. Ancak finansman giderlerindeki artıştan dolayı toplamda 1.5 milyar dolarlık zarar ettiler. Aynı şirketlerin 2000 yılında 1 milyar dolar net kârı vardı. Burada kabaca 1 milyar dolar gittiği gibi, yanına 1.5 milyar dolar da zarar eklendi.
* Yine aritmetik şans- Geçen yılın bilançoları bir önceki seneye göre krizin ciddi etkilerini yansıtmasına yansıttı. Ancak üçer aylık dönemler itibariyle karşılaştırma yapıldığında, ikinci çeyrekte dip yapan ve üçüncü çeyrekte toparlanmaya başlayan şirket kârlarındaki iyileşme eğiliminin dördüncü üç aylık dönemde de sürdüğünü söylemek mümkün.
Şirketlerin bu bilançoları geçmiş dönemi yansıttığı için borsada fazla etkili olmuyor. Şimdi dikkatler yıllık bilançodan ziyade yılın ilk üç ayı için açıklanacak bilançolara çevrili.
Faizler düşüyor. Kur kontrol altında, hatta geriliyor. Bu ikilinin bilançolara olumlu bir etkisi olacağı açık. Ancak burada ilk çeyrekte ekonomideki durgunluğun devam ettiğinden hareketle kârlılıklarda kayda değer bir artışın olması zor görünüyor.
Üstelik geçen yılın ilk çeyreğinde bilançolar tam olarak bozulmamıştı. Yani karşılaştırma yapılacak dönem bilançolarının iyi olmasından dolayı ortaya bu yıl net bir iyileşme çıkmayabilir.
* Düzelme 2.çeyrekte- Ancak yılın ikinci çeyreğinde bunun tam tersi etkinin yaşanması söz konusu. Hem baz alınan geçen yıl ki dönemin en kötü sonuçları ortaya koyması açısından bir iyileşme sağlanması kolay olacak, hem de bu dönem için işlerin açılması yönünde umutlar var.
Faiz düşüşü ise en büyük iyileşme kalemini ortaya koyacak.
İstanbul yaklaşımının da yürürlüğe girmesiyle bu iyileşme biraz daha net olarak ortaya çıkabilir.
* İcraatların belirleyiciliği- Bilanço sonuçları faizler aşağı gittikçe şirket kârlarının ve borsa değerlerinin neden yukarı gittiğini en iyi şekilde açıklıyor.
Faizin aşağı gitmesi de, geleceğe ilişkin belirsizliklerin, risklerin azaltılmasından geçiyor.
Bu da, ekonomik hedeflerin tutturulması ve hükümetin icraatlarını kararlı bir şekilde sürdürmesiyle yakından ilgili.
Sonuç- "Nimet külfete göredir" Türk Atasözü