Başsavcı'dan Gürtuna ve Erdoğan'a sürpriz
Kanadoğlu, Danıştay 2. Dairesi'nin Gürtuna ve Erdoğan'ı yetkisini aşarak akladığını iddia etti, kararın 'yok' hükmünde sayılmasını istedi. Danıştay'dan çete soruşturması için yeni karar isteyen Kanadoğlu, rüşvet ve ihaleye fesat dosyasını da Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, AKP lideri Tayyip Erdoğan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'nın belediyedeki "usulsüz" faaliyetleri nedeniyle yargılanmalarına yol açabilecek önemli bir karar aldı.
İçişleri Bakanlığı, Erdoğan ve Gürtuna hakkında, "İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde çete oluşturma" suçundan soruşturma açılması için izin vermiş, ancak Danıştay İkinci Dairesi itirazı kabul ederek, soruşturmaya gerek olmadığı kararı vermişti. Kanadoğlu, Danıştay İkinci Dairesi'ni "hukuka aykırı karar" verdiğini vurgulayarak gerekçelerini şöyle sıraladı:
* İkinci Daire, yetkisi ve görevi ön inceleme yapılıp yapılmadığı, soruşturma izninin yetkili merci tarafından verilip verilmediği, soruşturma iznine konu eylem hakkında delil bulunup bulunmadığını inceleyip irdelemekten ibaret olmasına rağmen, sanki mevcut delillerle kesin kararı vererek davayı sonuçlandıracak adli yargı merci gibi hareket etmiştir.
* Sanıklara atılı örgüt suçlamasına ilişkin olarak büyükşehir belediyesi üst görevlileri ile İGDAŞ A.Ş. yöneticileri hakkında Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı'nca dava açılması, örgütün varlığı konusunda yeterli delillerin bulunduğunu göstermektedir.
ADAMLARI ÇETE, YA KENDİLERİ?
* Bu durumda, haklarında örgüt suçlamasıyla dava açılan bir kısım sanıkların yargılanmaları karşısında, aynı örgütte ve üstelik konum olarak da yönetici pozisyonda bulunduğu ileri sürülen sanıklar Erdoğan ve Gürtuna hakkında suçun oluşmadığını, olayı soruşturmadan, peşinen ileri sürmenin hukuki olduğu kabul edilemez.
* Bu açıdan da genel hükümlere tabi olan eylemlere ilişkin Danıştay kararı olayın diğer sanıklarını yargılayan mahkeme yönünden Anayasa'nın 138/2. maddesine aykırı bir tavsiye ve telkin niteliğini kazanma tehlikesini oluşturmaktadır.
* Bundan da önemli olarak Danıştay İkinci Dairesi'nin bu kararı verdiği 11 Aralık 2001 tarihinde, TCK'nın 313. maddesine ilişkin soruşturma görevi DGM'lere aitti. Dolayısıyla karar verdiği tarih itibarıyla anılan daire, bu maddeye ilişkin izin ve isnatlar yönünden hiçbir şekilde görevli değildir ve kararı hiçbir hukuki sonuç doğurmaz, yok hükmündedir.
YÜZLERCE YIL HAPİS ÇIKABİLİR
"Çete" suçuna ilişkin kararı yeniden değerlendirmesi için Danıştay 2. Dairesi'ne gönderen Kanadoğlu, "rüşvet, zimmet, ihaleye fesat" suçlamasıyla ilgili dosyaları da soruşturma açması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Kanadoğlu'nun Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği dosyada bulunan metro, İGDAŞ, AKBİL'de personel servisi, ağaç dikme, tanıtım faaliyetleriyle ilgili çok sayıda ihaleyle ilgili suçlamalar sabit görülürse, Erdoğan ve Gürtuna hakkında yüzlerce yıl hapis istemli dava açılabilir. Danıştay'ın soruşturma izinlerine itirazlar üzerine aldığı kararlar kesin nitelik taşıyor.
BAŞSAVCI'YA SUÇ DUYURUSU
Erdoğan'ın avukatı Hayati Yazıcı ise, hazırlık evraklarını basına dağıtan Kanadoğlu'nun 'görevi kötüye kullandığını' öne sürerek, Yargıtay Başkanlar Kurulu'na suç duyurusunda bulunabileceklerini söyledi. Danıştay kararının kesin olduğunu da savunan Yazıcı, olayın "siyasi olduğunu ve İçişleri Bakanlığı'nda kurgulandığını" iddia etti.
Kemal GÖKTAŞ
|