kapat
19.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Salı mevzuları: Yeni tavlama yöntemleri

Bugün bu kadar çalışma yeter. Yoruldum. Günlük yazma molası... Evden gece saat ikiye doğru, içim giderek de olsa uğurladığım delikanlı bugün beni aradı.
"Meraba, ben şapka" diye telefonu açtı. Şapka deyince tabii birden tuhaf oldum. Çünkü şapka, muhabbetimizin hem başlama hem de bitme nedeni. İki saniye boyunca sesimi çıkartmadım... Edeceği teklife göre çocuğun niyeti belli olacak. "Şapkamı gelip evinden alabilir miyim" derse "seninle biraz daha flört edebilir miyim" demek istiyor olacak.

Yok demez de "şapkayı şuraya getirir misin" derse işte o zaman bu iş başlamadan bitti demektir...

Fakat çocuk beni tümüyle felç etti...

Çünkü ikisini de demedi...

"Şapka mı? Önemli değil... Zaten bahar geldi..."

Eee? Ne demek şimdi bu? "Şapka çok ucuz, senin onu bir yere bırakmana bile değmez" mii? Yoksa "kışa kadar seninle takılacağım zaten, kış gelince de SENİN dolaptan çıkartır giyerim" mii?

Böyle kaldım...

Sonra havadan sudan söz etti, ben seni ararım dedi ve kapattı...

Tabii hemen Aslı'yı aradım. Aslı da tecrübe bakımından benden eksik kalmaz. Zaten bu yüzden çalıştığı dergide "kadın erkek ilişkisi uzmanı" yaptılar onu.

"Şapkayı bırakması iyi bir şey. Bir daha aramazsa şapkayı önce lime lime ederiz sonra da balkonda yakarız... Bir çeşit "Vudu bebeği" yerine geçer. Bebeklere iğne batırmak yerine şapka yakmak... Süper bir fikir. Ben bunu dergiye yazayım"

Aslı da böyle işte...

Aslı allahtan benim gibi türlü edepsizliklere açık biri. Geçen gün uzun uzun konuştuk. Şehirli tavlama yöntemleri giderek çeşitlilik kazanıyor. Aslı'nın başına acayip saçma ama sevimli bir şey gelmiş. Boğaz Köprüsü'nde para ödeme kuyruğunda beklerken öndeki araba önce kağıt helva göndermiş. Yetmemiş, geçiş ücretini de ısmarlamış. Bu arada gişedeki adama üzerine cep telefonunu yazarak kartını vermiş ve bizim kıza iletmesini istemiş. Gişedeki adam da hiç itiraz etmeden kartı vermiş. Aslı da kendini aramaya mecbur hissetmiş. "Bir teşekkür etmek de hafif kızlığa girmez ya" demiş kendi kendine...

Ve adam müthiş tatlı bir adam çıkmış. Adam, yemin billah etmiş, böyle bir şeyi hayatında ilk defa yapıyormuş. Nedeni de şuymuş: Aslı'nın arabasının arkasındaki doğal hayatı koruma çıkartmaları onu çok etkilemiş çünkü kendisi de bir doğayı korumacılardanmış... Ve bu kadar da tatlı bir yüz görünce dayanamamış... Hem bir yerde okumuş, kadınlar kıroların tavlama yöntemlerini esasında seviyormuş ama karşılarına çıkan adamlar kıro oldukları için yüz vermiyormuş... Yoksa doğru düzgün biri çıksa, yüz vereceklermiş... Aslı diyememiş ki o çıkartmalar arabanın bir önceki sahibinden kalma... Diyememiş ki o yazıyı yazan da ta kendisi...

Adam utana sıkıla buluşma teklifinde bulunmuş... Aslı da kabul etmiş. Ama o gece bir şey olmamış çünkü Kozyatağı denen kerbelada bir açık cafe bulamamışlar. Ama ertesi gün telefonlaşmaya karar vermişler.

"Aslında" diyor ikimizin de yaptığı "zevk ertelemesi". Hani Vanilla Sky filminde Tom Cruise, Penelope Cruz'la hemen beraber olmuyor, onun yerine evine gidiyordu ya... Kız da neden diye sorunca "zevk ertelemesi" diyordu ya... İşte bizim yaptığımız da buymuş. Esasında ben o çocuğu daha ilk gün yatağıma alabilirmişim, kimsenin de şikayeti olmazmış. Aynı şekilde Aslı da o arabadaki adamın "evime gelin isterseniz" teklifini kabul edebilirmiş. Ama ikimiz de namus ve itibar nedeniyle değil daha sonraki olası zevkini arttırmak için yapmamışız.

Aslı gittikten sonra düşündüm, hayatım da gereğinden fazla "zevk ertelemesi" olmuş. Erteleye erteleye "zevk" kalmamış gibi bir şey.

Yeni ev, yeni iş ve de yeni zevkler desek.... Daha isabetli olacak galiba.

Şef geldi.. İşe-ee dön!

Tuğçe BARAN



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır