kapat
15.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 ŞAMDAN
CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Cehennemden zor çıktık

Fotoğraflarımı gazeteye yollarken bir İtalyan gazeteci, Ümit'in kafasına cop indirilen kareyi gördü. 500 dolar verip satın almak istedi. Kabul etmeyince de polisleri çağırdı

Kendimi Afganistan'a gitmiş bir savaş muhabiri gibi görüyorum. Galatasaray uğruna yaşadığım ikinci büyük olay bu aslında... Kopenhag'daki UEFA Kupası finali sırasında çıkan olaylarda da ayağımdan yaralanmıştım. Bu defa da kafama sayısız cop yedim ve birkaç sıyrıkla herşeyi çok ucuz atlattım.

Maç, aslında çok gergin bir ortamda geçmedi. Sadece oyunun sonlarına doğru Emre ile Batistuta arasında bir ikili mücadele sırasında itişme yaşandı. Hakem pozisyonu görmeyince iki futbolcu ağız dalaşına girdi. Maç bitti, formalar değişirken Batistuta Emre'nin midesine yumruğu yapıştırdı. Bunu çok net gördüm. Emre yerde kıvranırken, bu sefer iki Brezilyalı; Capone ile Lima küfürleşip birbirine girmeye başladı.

Başta Eser Özaltındere olmak üzere araya girenler Lima'yı uzaklaştırdılar. Tam bu karambolde Capello, Eser Hoca'nın saçına yapışıp onu yere indirdi. Polisler ve futbolcular da Eser Hoca'yı tekmelediler. Başta Ümit Karan, Capone, Arif, Emre Aşık, Bülent olmak üzere bütün futbolcular hocalarını kurtarmak için olayın içine girdiler.

KAFAMA 3 COP DARBESİ YEDİM
Fotoğraf makinem elimde olmasa ben de İtalyanlar'ın arasına uçacaktım. 300'lük objektifimi taktıktan sonra polislerin o bölgede kurdukları barikatı aşarak olayların göbeğine düştüm. Etrafta benden başka gazeteci yoktu. İtalyan polislerin Ümit Karan'a ve Eser Hoca'ya saldırışlarını an be an görüntüledim. O sırada kafama 3 tane cop yedim. İtalyan polisler, bağırış-çağrışla görüntü almamı engellemeye çalıştılar. Ama bir anda kendimi futbolcuların arkasından tünelin içinde buldum. Aslında o bölgeye girmem de yasaktı.

Polislerin hayalarına tekme attıkları Berkant ve Capone'nin hallerini görünce, içim burkuldu. Emre Aşık sinirden acısını unutmuştu ve hâlâ dışarı çıkıp polislere hadlerini bildirmek istiyordu. Ama beni en çok, Lucescu'nun Ümit Karan'ı kafasına vura vura tünele sokmaya çalışması etkiledi. Lucescu da sinirini ancak böyle çıkarmıştı. Yerden kalkan Capone, gözyaşlarını tutamıyordu. Hem acıdan hem sinirden kıpkırmızı olmuştu. Arkadaşları Capone'yi güçlükle soyunma odasına götürdü. Capone'ye kalsa, tünelden çıkıp o polisi bulacaktı.

500 DOLAR TEKLİF ETTİLER
İş bitmiş, sıra elimdeki fotoğrafları gazeteye yollamaya gelmişti. İtalyan polisler, gazetecilere bir oda gösterip, fotoğrafları geçmemizi sağladılar. Hepimiz sıralandık ve fotoğrafları göndermeye başladık. O sırada, bir İtalyan gazeteci Ümit Karan'ın kafasına cop indirilen kareyi geçmeye çalıştığımı gördü ve satın almak için 500 dolar teklif etti. Ben ona "Hayır" cevabını verince de gidip polis çağırdı. Bir anda 20 tane polis etrafımızı sardı. Ekranda o görüntü, etrafımızda polisler korku dolu bir bekleyiş başladı. Ama ben fotoğraf gönderme işlemini çoktan tamamlamıştım, içim rahattı. O kare, gazeteme çoktan ulaşmıştı.

Polis, fotoğraf makinelerini toplamaya kalktı. Biz tabii ki vermedik. Direnince zor kullandılar.

Bu sefer de, fotoğraf geçişini engellemek için kimliklerimizi toplayıp, beni ve iki arkadaşımı bir arabaya doluşturdular ve karakola götürdüler. Olacak iş değil, çektiğim fotoğraf yüzünden gözaltına alınmıştım...

KİMSEYİ KONUŞTURMADILAR
Bizi polis merkezinde alıkoydular. Kimseyle konuşturmadılar. Derdimizi kimseye anlatamadık. Konuşmaya kalktığımızda da konuşmamamız için üzerimize yürüdüler. Pasaportlarımızı da istediler. Galatasaray ikinci Başkanı Fatih Altaylı, başımıza gelenleri öğrenince hemen polis merkezine ulaştı ve ben, Akşam gazetesinden Bahadır Çokişler ile Fanatik gazetesinden Erol Demirkol'u oradan çıkarttı.

Oradan çıktıktan sonra futbolcuların statta mahsur kaldığını duyduk. Hemen basın odamıza gelip açık olan bilgisayarlarımızı toplayarak tekrar futbolcuların soyunma odasının kapısında beklemeye başladık. Futbolcular stattan sağ salim çıktıktan sonra biz de otelimize döndük. Ve otele girdikten sonra başımıza gelenlerin ne olduğunu, nasıl bir cehennemden çıktığımızı, canımızı nasıl zor kurtardığımızı anladık.

Capone, polisten rövanşı otelde aldı
Maçtan sonra Roma'daki Sheraton Oteli... Saatler Türkiye saatiyle 02.47'yi gösteriyor. Galatasaraylı futbolcular lobide turluyor, hepsi de sinirden yerinde duramayacak halde...

O sırada İtalyan Emniyeti'nin yolladığı 6 tane polisle karşılaşıyorlar. Polislerin görevi Galatasaraylı futbolcuları korumak. Capone, bir tanesiyle gözgöze geliyor. O da ne? Kendisine tekme atan polis değil mi bu? Otele gelenler arasında...

Hemen üstüne atlıyor, diğer futbolcular da toplu halde oldukları için önce o polisin, daha sonra da diğerlerine yükleniyorlar. Polisler arkadaşlarını kurtarıyor ama Capone bu arada rövanşı almayı ve polisi hırpalamayı başarıyor. 6 polis, telsizle arkadaşlarını çağırmak zorunda kalıyor. Gelen 2 ekiple bu defa 18 polis Galatasaraylı futbolcuların kaldığı otelin etrafını çevirip Capone'yi tutuklamak istiyorlar. Ama büyükelçilik araya girince, elleri boş dönmek zorunda kalıyorlar.

Süleyman GÜLTEKİN



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır