|
|
Seçim hazırlığı
Eskiden "seçim sath-ı maili" diye bir kavram kullanılırdı. "Sath-ı mail", Türkçe "eğik düzey" anlamına geliyor. Bu "eğik düzeye" girildiği anda herkes, bütün siyasi partiler ve kaçınılmaz olarak onlara bağımlı kurum ve kuruluşlar, aşağıya doğru yuvarlanmaya başlıyor. Son nokta "seçim"dir ve hep birlikte o noktaya doğru "yuvarlanılır."
Üçlü koalisyon hükümeti üç yıla yakın süredir iş başında. Ekonomik krizin getirdiği zorunluluklar çerçevesinde birçok alanda reform niteliğindeki gelişmeleri, koalisyon sıkıntılarını aşarak sağlamayı da başarmıştır. Ancak ekonominin temel sorunlarında gelişme sağlanabilmiş değildir. Çarklar dönmemektedir.
Mali sistemin tam anlamıyla kendine gelebilmesi için verilen süre haziran ayıdır. Sonra yaz tatiline girilecektir ve ekonominin diğer alanlarında somut gelişmeler için gözler sonbahara çevrilmiştir.
Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde dönüm noktası 2002 sonudur. Yıl sonunda Avrupa Birliği'nin, Kıbrıs sorununa da bağlı olarak, Türkiye ile tam üyelik görüşmelerinin başlaması kararını açıklaması, Türkiye'de seçim kampanyasını da başlatmış olacaktır. Aynı şekilde, bu kararın çıkmaması ve Kıbrıs konusunda Türkiye'yi rahatsız edici gelişmelerin yaşanması da, yine seçim döneminin startı olacaktır.
Kim, neye niyetli...
Seçim sath-ı mailine girilmesiyle birlikte hükümet partilerinin, özellikle ekonomik konularda herhangi bir vaatte bulunma şansları yoktur.
DSP ve ANAP, Avrupa Birliği vizyonu içinde, demokrasi ve refah toplumu hedefiyle seçime hazırlanacaklardır.
MHP de kendi "platformunu" şimdiden hazırlamaya başlamıştır: Ülkeyi bölmek isteyenlere taviz verilmeyecek! Terör suçluları idam edilecek! Avrupa'ya teslim olunmayacak!
DYP, muhalefette bulunma avantajıyla bu konuları MHP'nin tekeline bırakmamak için harekete geçmiştir. Çiller, iki taraflı "oynayarak", hem Avrupa Birliği hedefini savunur görünmekte hem de idam cezası konusunda MHP ile aynı paralelde davranmaktadır.
AK Parti, kritik konular gündeme geldikçe net bir tavır alamamaktadır. Bu parti de Çiller'e benzer bir "ikili" politikaya hazırlandığı izlenimini vermektedir.
Saadet Partisi'nin ise, "Erbakan'ı sevenler kulübü" olarak son ve etkisiz hamlelerle sahne dışına doğru yöneleceği anlaşılmaktadır.
Bu kez uzun sürecek
Solda Avrupa Birliği hedeflerini, toplumsal haklar ve sosyal adalet kavramlarıyla birlikte gündemde tutmaya çalışan, ancak parlamento dışında olduğu için sesi fazla duyulmayan CHP, bütün çabasını "DSP küskünlerini" tekrar geri döndürmek üzerine yoğunlaştırmıştır.
Ancak merkez solda en az iki hareket daha partileşme ve seçime kendi başına girme faaliyeti içindedir.
Siyasi yapı erken bir seçim istemiyor. Seçim ve partiler kanunlarına dokunmaya da kimse cesaret edemiyor. Bu yapıyla tek gündem maddeli bir seçim ortamına ilerleniyor, "sath-ı mail"e girilmesine çok az kaldı ve "seçim sath-ı maili" bu kez en az 1,5 yıl sürecek.
|
|
|
|