Size bilmece gibi bir soru..
Siyasetçiler, toplumun ne kadar gerisinde?..
Veya şöyle soralım.. Siyasetin bir sorunu algılayıp, harekete geçme süresi ne kadar?..
Hemen söyleyeyim.. 2,5 yıl..
Bu süreyi nasıl mı hesapladım?..
Bakın.. Marmara Depremi 17 Ağustos 1999 günü oldu..
O gündür bu yana, İstanbul'un büyük tehlike altında olduğunu biliyoruz..
Önlem almak gerekiyor.. Köprülerin, viyadüklerin, hastanelerin, okulların güçlendirilmesi gerekiyor..
Bunu yapacak olan kim?..
Ankara..
Yüzlerce kez yazıldı.. Binlerce kez söylendi..
Ankara oralı bile olmadı.. Bir tek çivi bile çakmadı..
Neden?..
Çünkü Ankara İstanbul'un tehlike altında olduğunu algılamadı..
Tam 2,5 yıl sonra..
ANAP lideri Yılmaz, Kandilli Rasathanesi'ne giderek Işıkara'yı ziyaret etti.. Bununla da yetinmedi.. Işıkara'yı Ankara'ya götürdü.. Partisinin MKYK üyelerine brifing verdirdi..
Işıkara dedi ki.. 7-7,5 büyüklüğünde bir deprem, bazı bölgelerde 10 şiddetinde hissedilecek.. Ambarlı saatli bomba gibi..
ANAP düğmeye bastı.. MKYK istanbul için eylem planı hazırlama kararı aldı..
Tam 2,5 yıl sonra..
Siyaset, 2,5 yıl sonra İstanbul'un tehlike altında olduğunu anladı..
Yine de ANAP'ı kutlamak gerekir..
Daha algılamayan partiler var.. Daha farkına varamayan siyasetçiler var..
Yılmaz, İstanbul için atağa kalkar da Çiller durur mu?..
O da bir gün sonra Işıkara'yı ziyaret etti..
O da Işıkara'yı partisinin Genel İdare Kurulu'na davet etti..
Yani ANAP'la DYP.. Yılmaz ile Çiller İstanbul için yarışa girdi..
Bir soru daha..
Peki neden bugün?..
Nedeni açık ve net.. Partiler seçim hazırlıklarına başladılar da ondan..
2,5 yıl önce.. 1,5 yıl önce.. Bir yıl önce seçim gemisi ufukta görünmüyordu..
Seçim gemisi yavaş yavaş limana yaklaştığı için partilerin aklına İstanbul geldi..
Çünkü İstanbul oy deposu..
Çünkü İstanbul 59 milletvekili çıkarıyor..
Çünkü İstanbul'u alamayan iktidar olamıyor..
Deprem böyle de, ekonomi farklı mıydı?..
19 Şubat'ta kriz patladı..
1 milyon 300 bin kişi işsiz kaldı.. Binlerce işyeri, yüzlerce fabrika kepenk kapattı..
Ankara işin farkına sekiz ay sonra vardı.. Yangının büyüklüğünü sekiz ay sonra gördü..
Gerçi, hâlâ tam görebilmiş değil ama, en azından memlekette birşeyler oluyor dedi..
İşte Türkiye'nin en büyük sorunu bu..
Ne yazık ki, algılama, karar verme, harekete geçme sorunu olan bir siyasi yapıyla yaşamak zorundayız..
Aslında şu seçim gemisinin ortaya çıkması iyi oldu..
Belki İstanbul da, ekonomi de bu sayede kurtulur..
Belki AB kapısı bile bu sayede açılır..