Bir hakim tarafından şahsıma gönderilmiş mektubu okuyucularla paylaşmak istedim.
"Ben doğuda görev yapan bir hakimim.
Bizler yargı mensubu olarak adalet dağıtırken kendimiz adaletsizliğe uğruyoruz.
Temsil tazminatı altında 1. Sınıf hakimlere verilen 'sus' payından sonra şimdi de açıkça 'temsil tazminatı almayan' tüm hakimleri içerdiği belirtilen KHK'ya rağmen yine bu kez de 1. Sınıf hakimlere zam yapılması öngörülüyor.
2001 yılı ocak ayında Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu tüm adliyelere gönderdiği yazıda; yargının asıl yükünü ilk derece mahkemelerin (kısmen 1. Sınıf çoğunlukla 2. ve 3. Sınıf hakimlerin görev yaptığı mahkemeler, sulh, asliye, ağır ceza mahkemeleri) çektiğini, asıl onların özlük haklarının iyileştirilmesini savunurken, kıdemlilere verilen 'temsil tazminatları' sus payı niteliği kazanmış oluyor.
Biz meslekte 1 ile 14 yıl arasında hizmeti olan yargının asıl yükünü çeken hakimler olarak yoksulluk sınırının altında 700-800 milyon maaşla, 200 kira 300 milyon mutfak masrafı 100-150 milyon yol masrafı ve daha bir çok kalem harcamamızı karşılamaya çalışarak, başımızı dik tutma gayreti içinde evli olmamıza rağmen hala baba yardımı ile geçinmeye çalışıyoruz.
Eşit işe eşit ücret deniliyor ama 1. sınıf hakimlerle aynı mahkemede ağır cezada görev yapan hakimlerden kıdemli olan 2 milyar, kıdemsiz olan 700 milyon maaş alıyor. Yetki aynı, görev aynı, sorumluluk aynı, kararda oyların değeri aynı da ücret niye farklı?
Hangi meslekte kıdem farkından dolayı maaş farkı yüzde 300'dür.
Maaş düzenlemelerini yapan kurulda eski meslektaşımız sayın Devlet Bakanı Faruk BAL, sıkıntılarımızı bilmesine rağmen neden böyle bir ayrımcı düzenlemeye göz yumdu, anlaşılır gibi değil. HSYK neden sesimizi duymuyor?
Sayın adalet bakanımız Hikmet Sami Türk, reform niteliğinde kanunlar çıkardığını söylüyor. O kanunları uygulayacak olan biz 2. 3. sınıf hakimler onları uygulamayı bırakın, geçim sıkıntısından inceleyecek sakin kafa yapımız, halimiz kalmadı, ay sonunu nasıl getireceğimizi hangi borcu nasıl ödeyebileceğimizi düşünüyoruz.
Doğu'da, OHAL farkından hakim 20 milyon alırken, polis memuru 200-250, uzman çavuş 400-450 milyon lirayı çeşitli adlar altında tazminat vb. olarak daha fazla alıyor. Maaşımız alay konusu oldu!
Tamama yakını yoksulluk sınırında maaş alan hakimlerle ve ülkenin en fakir kurumu adliyelerle mi AB'ye gireceğiz? Bizim sesimizi kimler duyacak, kimler çare bulacak?
2. ve 3. sınıf hakimler adına
Hakim Ahmet Yıldız"
Not: Bu mektubu, "gurur"ları AB'ye karşı şahlanırken, kendi ülkenin acı gerçeklerini gurur meselesi yapmayanlar okusun da biraz düşünsünler diye yayınladım. (İ.S.)