"Dünya düşünenler için komedidir, hissedenler içinse trajedi..." Horace Walpole demişti sanırım. (18. Yüzyıl'ın ünlü gotik romancısı!)
Genel olarak doğrudur bu söz.
Çünkü bir yamukluğa, çıkıntıya, girintiye gülecek kadar aşağılarda gezinmiyorsak, hayatın gülünç yanlarını görmek için zekâmızı kullanmak gerekir çoğu kez.
Gözünüzün önüne getirin: Bir adamın merdivenlerden kayıp düşmesi acıklıdır ilk bakışta. Hele ayağı burkulmuş, incinmişse sizin de içinizin burkulması işten bile değildir.
Ancak sadece bir an durup düşünürseniz farkedersiniz ki, biraz önce ne kabadayılıklar yapmış, ne havalar atmıştır da bu adam; üç basamak bütün o havanın canına okumuş, mabadını gökyüzüne dikivermiştir. (Freud'yen psikanalizde "babanın düşmesi" gülünçlüğün temelidir!)
Hislerimize gelince... Onlar bizi hüznün, kederin kapısında nöbete diker!
Peki! Her zaman böyle midir?
Ya da... Türkiye'de böyle midir?
Hayır!
Biz hiç düşünmeden ve hisleriyle de gülmek durumunda kalmış bir ulus olmaya yüz tuttuk nicedir. Aksi takdirde ağlamaktan gözyaşlarımız kuruyacak; evlerimiz ölü evlerini andıracak.
Komedideki o "hafiflik", o neşe duygusu bizim için kederin "zekice" kotarılmış panzehiri filan değil; bizim için kederin kardeşi, en yakın dostu...
İyi ki de öyle! Başka türlü çekilmezdi bu yurdum insanı hayatı!
Ama işte insan bazen kendi kendine gülerken ya da başkasının gülmesi karşısında durup soruyor: Neden güldün?..
Düşününce insanın öfkesi kabarıyor çünkü; dili tutuluyor; umudu kırılıyor. Ya da saçma bir kayıtsızlık sarıyor insanı merhem olarak!
Neden güldün? Soru bu.
Bu soruyu Ömer Pınar oyun haline getirip yazmış. "Müzikli komedi" diyorlar...
Gencecik tiyatro sevdalıları canla başla oynuyorlar. Adları TO; yani "Tiyatrol Oyuncuları."
Beyoğlu'nda, Emniyet Müdürlüğü'nün yanıbaşında, Hit Kültür Merkezi'ndeki küçük sahnede "Neden Güldün?" sorusunun yanıtını güldüre güldüre arıyorlar iki saat boyunca...
Ben epeydir yıldızı tiyatroyla barışamayan birisiyim. Ancak oyundan hem keyif aldım, hem de ara ara boğazıma bir yumruk takıldı kaldı. (Bu arada oyunun esas adamı "Hayvan Herif"te Tekin Temel'in ve "Kapucü Avnü"de Ahmet Çevik'in çok başarılı olduklarını belirtmeliyim.)
Tiyatroseverler bu gençleri, oyunlarını izleyerek yüreklendirmeliler diye düşünüyorum.