|
|
Çile bülbülüm!
Günlerden Cuma... Nefes nefese girdim eve... "Bir Başka Gece"yi kaçırmak istemiyorum... Hay Allah! Her yer karanlık! Sabahın 11'inde gitmiş elektrikler. Bir Batı şehrinde beş dakika elektrik kesilse yer yerinden oynar. İstanbul'un göbeğinde, Etiler'de, 11 saat elektrik yok, kimsenin gıkı çıkmıyor.
Bu gibi durumlarda kullandığım kibrit kutusu büyüklüğünde bir ekranım vardır. Pilli. Mum ışığında kanalları tarıyorum. Aklınıza gelen her kanal çıkıyor. Hem de cam gibi. Kablo TV'den bile net. Bir TRT yok. Koskoca TRT-1 yok. Nasıl oluyor da böyle oluyor? Neyse, haliyle Bir Başka Gece'yi izleyemedim. Onun yerine "Yeter Anne"yi seyrettim.
NE DİZİ AMA
Şu ekranda "Yeter Anne"nin üzerine dizi tanımıyorum. İçinde şiddet yok, bağırış, çığırış yok, belden aşağı espri yok; yine de rakiplerini ezip geçiyor. atv'ye hem reyting, hem prestij getiriyor. Milyonları tatlı tatlı eğlendiriyor. Makbule Hanım'ın, oğlu Altan evden gitmesin diye yaptığı öldüm-bittim numaralarına kahkahalarla güldük.
KOMEDİ
Cumartesi. Galatasaray Beşiktaş maçını izliyorum. Maçtan sonra gol bir kez daha verilecek. Spiker yırtıyor: Arif soldan topu alıyor... Kafasını kaldırıp, bakıyor... Görüntüde Sütaş'ın inekleri... Olmaz ki, böyle de gaf yapılmaz ki.
KADIN DÜŞMANI
Biri Bizi Gözetliyor Evi bakın ne cevherler çıkartıyor. Edi, Kadınlar Günü'nde bir doğum günü partisine katılmış. Kız arkadaşı Ayşe T.'yi tekme tokat dövmüş. Kızcağız beş günlük rapor almış... Edi'ye oy yağdıran hanımların, kızların nasıl hayal kırıklığına uğradığını görür gibiyim.
|
|
|
|